Bleach RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Lutheas De Horaito
Last Quincy
Last Quincy
Lutheas De Horaito


Erkek
Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 33
Nereden : Halkın içinden :D
Karakter Yaşı : 22
Lakap : Son Quincy
Ruh Hali : Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Dp8djs
Kayıt tarihi : 11/02/11

Karakter
Zanpakutou:
Puan:
Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Left_bar_bleue88/100Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Empty_bar_bleue  (88/100)

Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Empty
MesajKonu: Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir   Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Icon_minitimeCuma Ocak 18, 2013 6:25 pm

Odamdan çıktım. Sendeleyerek lavaboya yürüdüm. Uzun bir esneme seansının ardından musluğu açtım. O esnada, yarı açık gözlerim aynadaki görüntüme takıldı. Yüzüm solgun, gözaltlarım şiş ve saçlarım dağınıktı. Kendi görüntümden ürperdim. Umursamadan başımı eğip avuçlarıma doldurduğum suyu bir çırpıda yüzüme çarptım. Kendime gelebilmek için kaç kere daha bunu yapmam gerekiyordu? Kim bilir... Başım çatlayacakmış gibi ağrıyor duvarlar üstüme yıkılacakmış gibi hissediyordum. Düşmeden mutfağa gidip kahvaltı masasına oturmaktan başka birşey istemiyordum. Taaki alarm tekrar çalana kadar:

''Kendime geldim geleli dostlaar. Olamam kimseye düşmaan. Bir şüphem yok kefenim sağlam. İçerim ben bu akşaaam!''

Alarm böyle çaldığına göre daha kalkıncaya kadar alarm kaç kere daha benim için çalmıştı, beş? on?... Avuçlarıma doldurduğum suyu son bir kez daha yüzüme çarptım ve elimi aynanın yanında duran havluya uzattım. Buram buram yumuşatıcı kokan havluyu geç kalma korkusuyla artık nasıl yüzüme bastırmışsam bir ara soluğum kesildi. Havluyu yerine koydum ve dişlerimi fırçalamaya başladım, bu sırada sol bacağım kaşındı, sağ ayağımla sol baldırımı sevgi ile okşayarak kaşıntımı giderdim. Fırçayı yerine koydum ve böylece sabahki işlerimi bitirmiştim. Artık kahvaltı masasına gitmeliydim fakat banyodan çıkarken elektrik düğmesine dokunmamla yanan lamda duraklamama sebep oldu. Doğru ya tuvalete girerken lambayı açmamıştımki çıkarken kapatayım. Sendeledim. Az daha düşüyordum. Dünkü hollow avı mı beni bukadar yormuştu? Hadi lan ordan!

Yine de koridor duvarına dayana dayana ilerledim. Alarm ise hala çalıyordu, çalsın anasını satayım. Biraz müzik dinleriz hem... Bu sırada gözlerim kapandı. Tekrar uyanmam sabah sabah ağzımın içinde giren ve yemek borumdan aşşağı inerek midemi minyatür bir çöle dönüştüren kum parçaları saysinde gerçekleşti. Sabah diyorum çünkü genel de uyandığım da sabah oluyor. Tabii bu sefer tepemde ki öküz gibi duran bir ''ay'' dan başka bir ışık kaynağı yoktu etrafta. ''Ulan nereye düştüm ben böyle?'' diye bağırıdım boş kumlara. Kumlar bana cevap vermek istermişçesine birden hareketleniyor ve kıpırdanan kumların arasından içinden ''ucunu tuttun'' dercesine maskeli yavşaklardan biri çıkıyor. (hollow) Sanırım size biraz maskeli yavşaklardan bahsetmeliyim. Bu maskeli yavşaklarla tanışalı 1 sene oldu. Eee şey bunlar hakkın da bilmeniz gereken en önemli şey önüne çıkanı yiyorlar. Yaşadığım yer olan karakura da günde 5 veya 10 tane öldürüyorum. Yani öldürüyordum, buraya gelene kadar... Şimdi, biraz izin verirseniz şununla ilgileneceğim.

(Yarım saat sonra)

Kılıçların çarpışma sesi dört bir yanı inletiyordu. Ki aslında benim elim de tuttuğum şey bir kılıç değil bir scheele scheinderdi. "Seni buraya gömeceğim!" diye bağırdı arrancar bozuntusu. Çokta yersizdi oysa, beni yenemeyeceğini adı gibi biliyordu. Bana bağırırken ağzından çıkardığı kanla karışık tükürük ise bunun bir kanıtıydı. "Seni buraya gömeceğim ve çürümeye yüz tutmuş cesedini mideme indireceğim!" diye bağırıyordu. ''Sabahtan'' beri kavga ettiğimiz arrancara baktım. Bir pislik torbasını andırıyordu adeta. Göğsün de, sırtında, kollarında kısaca vücudunun her yerinde ok yaraları vardı. Yani en kısa haliyle artık dövüşemeyecek durumdaydı, ki zaten dövüşecek durum da olsa onunla yakın temasta asla dövüşmezdim. Çünkü görünüşü güçlüydü; Geniş omuzlar, kaslı bir vücut fakat tükenmek üzere olan bir reiatsu... Nefes nefese ayakta kaldığı yerde çöktü. Yanına yavaş adımlarla ilerledim, işi uzatmak istiyordum fakat zayıflamış bedeni buna engel olabilirdi, Yanına oturdum ve yerdeki kılıcını elime aldım. Küçük çatlaklar oluşmuş kum rengi bir kılıçtı, şimdi gözüme daha küçük geliyordu. ''Al'' dedim. Bu sırada kıllıcı sahibine, yani önümde çökmüş hasmıma atmıştım. ''Kılıcın olmadan ölmen yazık olur.'' Bu sırada schele scheinderimi tekrar elime almış ve kafasına doğru kendimden emin bir şekilde hareket ettirmiştim. Canavar reiatsu parçacıklarına ayrılıyordu fakat benim gözüm scheele scheinderimi çektiğimden beri maskeli yavşakta değil, onun yerine 70-80 metre uzaklıktaki Çok-ultra-süper-taş derecesindeki kızdaydı...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arawa Chiyoko
Séptima Espada | Loneliness
Arawa Chiyoko


Kadın
Mesaj Sayısı : 29
Yaş : 30
Nereden : Yan karakterim ben.
Karakter Yaşı : 1300 | 19
Lakap : Arawa-san | Yoko
Ruh Hali : Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Zehirl10
Kayıt tarihi : 15/01/13

Karakter
Zanpakutou:
Puan:
Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Left_bar_bleue92/100Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Empty_bar_bleue  (92/100)

Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Empty
MesajKonu: Geri: Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir   Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Icon_minitimeC.tesi Mart 09, 2013 4:38 pm

out:

Yaşadığım tüm zamanı düşünerek geçirmeye çalışıyordum, adeta hareket etmekten çekinen bu saniyeleri. Fazla yaşamış olmak herhangi bir ruhun düşüneceği kadar iyi bir şey değildi. Bir ruh olarak sonsuz yaşama sahip her birimiz, ister Hollow ister Shinigami ya da Plus, hiçbirimiz sonsuza kadar yaşamazdık. Sadece düşünülenden uzun yaşardık, var olurduk demek daha doğru. Yaşam sözcüğü dünyaya ait olan bir şeydi. Zaten hepimiz yaşamış ve ölmüştük. Ölmüştük ve ruhlarımız bu sonu olmayan sürece sıkışıp kalmıştı. Aslında, sessiz yaşayan diğer ruhların aksine, biz Hollowlarin bir sonu olabilirdi. Doğal düşmanımız olan Shinigamiler vardı çünkü. Birbirimize zıt olarak düşünülüp birbirimizi katlederken, ne kadar da yakındık oysa. Yine düşüncelerimin içinde kaybolurken ayrılmıştım Las Noches’den. Zaman benim gibi biri için geçmeyi bırakmıştı, düşünmekten daha iyi yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Onca zaman, yaptığım onca hareket o kadar boş ve anlamsızdı ki. Neredeyse, ‘Artık yaşamak istemiyorum’a gidecekti bu düşünce yığını. Ah, tabii yaşamak lafını kullanmamalıydım. ‘Yaşarken’ de yararlı bir insan olamamıştım. O nedenle bu cezayı çekiyor olmalıydım. Hayır, kötü olan bir Hollow olmak değildi, kötü olan bir son verememekti. Herkes, her şey yanımdan ayrılmışken, bir daha kimseyi gerçek yüzümü göreceği kadar yaklaştırmayacağıma söz vermiştim kendime. Bu kadar uzun yaşamışken, asıl acı veren şeyin kesikler değil, yakınındakiler olduğunu öğrenmiştim. Ve tabii zamanın anlamsız olduğunu.

İşte o anlamsız şeyi biraz daha boşa harcamak için büyük kubbeden ayrılmış, beyaz kumlarda ilerliyordum varlığımı kanıtlayan iz bırakırcasına. Ağırlığımla, rüzgarın düzelmiş olduğu kumlara battıkça sanki ‘Ben de buradayım.’ diyordu bedenim. Yoksa uzun süredir birilerinin beni görmemesi, gerçekten bu denli bunaltmış olabilir miydi beni? Ama öyle olsa bile devamında gelecek şeyi biliyordum, bildiğim bir kitabi okumak gibi olurdu. Esen rüzgar, bıraktığım ayak izlerini silerken yeniden hatırlattı bana gerçeği, her şeyin geçici olduğunu.

Uzaktan gelen reiatsu dalgalanmaları beni kendine doğru çekmeden önce tepedeki, hiç değişmeyen hilal şeklindeki aya bakıyordum. Nedenini bilmeden götürdü ayaklarım beni o yöne, belki de farklı bir şeyler görmek iyi gelecekti. Zihnimi dağıtacaktı. Bir kez daha savaşa sürüklenmekten korkmuyordum, yenebilecek gücüm olduğunu biliyordum, eğer aklim pes etmezse. Güçlüydüm, bunu bilmenin getirdiği korkusuzluk, buralarda birilerinin olduğunu bilmenin getirdiği yalnızlıkla ilerledim. Sadece bir Hollow kavgası olmalıydı, biz güçlenmek için kendi türünü bile yiyen bir canavardık ne de olsa. Ne bir çekince ne bir utanç, gurur ise yanımızdan geçemezdi. Shinigamiler bize teşekkür etmeliydi bence, sayımızı kendi kendimize azaltıyorduk ne de olsa. Burada, bu kum dışında başka bir şey bulamayacağınız çölde sadece güçlü olanlar ayakta kalırdı, varlıklarını devam ettirirlerdi. Sonuçta, kimse kimsenin hayatına değer vermiyordu.

Görebilecek kadar yaklaştığımda, düşünmüş olduğumdan farklı olmasına şaşırmamıştım gerektiği kadar. şaşırmak istemiştim ama yapamamıştım. Onun yerine bu ilginç savaşta takılı kalmıştı gözlerim. Hollow, hemen hemen Arrancar gücündeydi. Durumunun ise çok da iyi olduğu söylenemezdi, vücudundaki kesiklere bakılırsa. Burada ilginç olan o güçsüz Hollow değildi elbette, onu yenmekte olan rakibiydi. Görünüşü insan şeklinde olduğu için akla ilk gelen bir Shinigami oluşu olabilirdi. Ama hayır, o bir Shinigami değildi. Üzerindeki üniforma, daha doğrusu üniformanın, o siyah kimononun olmayışı bunu gösteriyordu. Bir de elindeki parlayan kılıç, klasik bir Zanpaktou değildi açıkça. Ne olduğunu merak edercesine, Reiatsusunu tarttım. Sonuçta devirler boyunca ilginç türlerde çıkmıyor değildi, gücü olan insanlar. Elbette hepsinin tükenmiş olmasında Shinigamilerin payı vardı. Ne yaparsak yapalım, yaptığımız her şey bir katliamdan öteye gitmiyordu. Savaşın sonunda ne olacağını görebildiğimde, ki tahmin etmek buraya geldiğim ilk andan beri zor değildi, esen rüzgarla birlikte burayı terk etmek için bir iki adım attım. Şimdi gitmeyi istemek, o türünü bilmediğim adamdan korktuğumdan yahut onun canını bağışlamaya can attığımdan da değildi. Vakit geçirmek için dışarı çıkmış ve dolaşmıştım, vakit geçirmek için bu savaşı görmüş ve izlemiştim. Hepsi buydu. Vakit geçirmek için yeni bir savaşa girmeyecektim. Bir şeylerin peşinde koşan biri değildim. Hayır, bir şeylerin peşinde koşmayı uzun süre önce bırakmıştım.

Ağır adımlarla ilerlerken, ruhum ayak izlerini yeniden bırakıyordu düz kumlara, silinen bir öncekileri anarcasına.


out2:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ogre
Game Master
Game Master
Ogre


Erkek
Mesaj Sayısı : 271
Yaş : 32
Nereden : evimdeki bilgisayardan girdiğim gm hesabından
Lakap : Gm
Ruh Hali : Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir 1562s6u
Kayıt tarihi : 27/04/12

Karakter
Zanpakutou: Pc klavyesi
Puan:
Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Left_bar_bleue7777777/7777777Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Empty_bar_bleue  (7777777/7777777)

Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Empty
MesajKonu: Geri: Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir   Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Icon_minitimePtsi Mart 11, 2013 3:05 pm

Lutheas:

Seele Schneider, zorlanmadan zaten bitap düşmüş yaratık parçasını delip geçiyor. Bu sırada etrafta ki hollowsal reiatsu yerini yavaş yavaş, senin ok yapmakta kullandığın reishi parçacıklarına bırakıyor. Seele Schneider ın oldukça iyi bir seçim olduğunu anlıyorsun. Bu sırada resmen göz banyosu yaptığın senin deyiminle ''Çok-ultra-süper-taş'' kızın senin deyiminle senden uzaklaştığını farkediyorsun. İstediğini yapmakta serbestsin...

Arawa:

En son hangi yalnızlık duygusuna içerlenmiş bir köşe de millete pis pis bakıyordun hatırlamıyorsun. Fakat şuanki durum biraz farklı. Ziraa hem kendi ırkından birinin ölümüne şahit oluyor, hem de kendi ırkından olan kişinin ölümünü hiç bilmediğin bir varlığın gerçekleştiriyor. Tamam belki ırkından birisinin ölmesi bir yere kadar çekilebilir -sonuçta buraya kadar sürekli onları yiyerek geldin- fakat bilmediğin adamı yalnız bırakmak sadece senin yapacağın bir hamleye benziyor...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyvah Admin
Genel Yönetici
Genel Yönetici
Eyvah Admin


Kadın
Mesaj Sayısı : 1672
Yaş : 30
Nereden : Nereye...
Lakap : Admin
Ruh Hali : Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Images12
Kayıt tarihi : 23/01/09

Karakter
Zanpakutou: Yönetim Paneli asddasdasd
Puan:
Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Left_bar_bleue9999999/9999999Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Empty_bar_bleue  (9999999/9999999)

Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Empty
MesajKonu: Geri: Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir   Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir Icon_minitimeSalı Mart 12, 2013 11:10 am

out: ya gmli mi olmak zorunda. Gm siz yapaydik iyi ya.
out2: Ayrica Quincy kurgusunu biliyorsun, bilmiyorsan tekrar edeyim, Shinigamiler katletti hepsini 300-400 yil önce falan çikan bir sorunda, ondan önce bariş antlaşmasi imzalamişlardi. Shinigamiler (naziler gibi oldu) katliama girişince quincyler beklemediği için gafil avlandilar. Şimdi herkes quincy kalmadi diye biliyor, ama çok küçük bir grupta yaşamlarini sürdürüyorlar. Arawa ise bin yaşinin üstünde, yani Quincyleri de katliami da biliyor. Ondan yeni bir quincy görürse şaşirir. E, quincylik babadan oğula (veya anneden... evet, tebrik ederim içigo) yani kandan geçtiği için artik olmadiği düşünülmesi normal. Neyse ne. Quincylerin kurgu kismi bu şimdilik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bleachrpg.yetkin-forum.com
 
Dünya değişiminin kanatları Hiç olmayacak iki varlığı birbirine bağlayabilir
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bleach RPG :: Hueco Mundo :: Beyaz Kum - Çöl Krallığı-
Buraya geçin: