Bleach RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Naroi Smirnoff

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Naroi Smirnoff
Kararsız
Naroi Smirnoff


Erkek
Mesaj Sayısı : 10
Yaş : 28
Nereden : Jim in The Doors
Karakter Yaşı : 202
Lakap : Sakezuki (İçkici)
Ruh Hali : Naroi Smirnoff 2urbfqe
Kayıt tarihi : 16/03/13

Karakter
Zanpakutou: Jelias
Puan:
Naroi Smirnoff Left_bar_bleue83/100Naroi Smirnoff Empty_bar_bleue  (83/100)

Naroi Smirnoff Empty
MesajKonu: Naroi Smirnoff   Naroi Smirnoff Icon_minitimePtsi Mart 18, 2013 7:18 pm

''İlahiyat okuluna geri döndüğümde, orada birisi vardı...Tanrı'ya... Tanrı'ya duayla yakarmamı söyleyen... TANRI'YA DUAYLA YAKARAMAZSIN!'' Bu sözlerle delicesine kazınmıştı kafam. Bu sözleri haykıran adam, hayatımda adeta önemli bir yol çizmişti. İşte bu sözlerle başladım araştırmaya, belkide bu sözlerden çıktığım yolda kazanacaktım birini öldürme duyusunu ve adaletin pençelerini...

Bir kaç yıl önce annemi kaybetmiştim. Annemin ölümünün ne kadarda bir kaza olduğunu söyleselerde, asla inanamamıştım. Ölümüne sebep olarak trafik kazasını göstermişlerdi ve annemin hatası olduğunu söylemişlerdi. Güya, kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmeye çalışmıştı. O öldüğünde küçüktüm ve bazı şeylere aklım ermiyordu. Mesela bu durumdan dolayı fazla yas tutmamıştım. Tabii ki hatırlamıyor değilim iki gözü şelale olan insanları. Ayrıca küçük yaşlarımda olduğum için annemin ölüm sebebi konusunda da beni kolayca kandırabilirlerdi. Hatta belkide kandırmışlardı. Yinede bu konunun üstüne fazla gidemezdim. Allah aşkına... O yaşımda ne yapabilirdim zaten?

Belli bir yaşa geldiğimde, inancımın peşinden koşup, bu gizemi araştırıp tüm saçmalıklara ortaya çıkaracağıma dair yemin ettim. Her ne kadar ona çarpıp hunharca kaçan şerefsizin ismini bilmesem de, hayatımda attığım her adımda o şerefsizden bir kalıntı aradım. Hep çabaladım, iz aradım, gerektiğinde kendimi yırttım fakat bir kalıntı parıltısı göremedim. Git gide inancım kırılıyordu. Git gide vazgeçiyordum ve yaşamaktan umudumu kesiyordum. Verdiğim, bu saçmalığı kanıtlamama dair olan söz rüyalarımda karanlık korkular yaratıyordu. İçimi karartıyordu, ölüm sevgisini besletiyordu bana.

Bir gece ansızın uyandım. Akın akın terlemiştim ve soluk soluğaydım. Bu uyanış, nedenini bilmediğim bir ölüm meleğinin dokunuşuydu sanki. Hissediyordum, içimden ''Evet... Kesinlikle bir şey olacak, içimde yayılan bu katil karanlık, kana susamışçasına çıkacak'' diye düşünüyordum. Sonra kendi kendime bunun biraz saçma olduğunu düşündüm. Belki de bu his sadece, kendi psikolojimle avuttuğum bir yanılmaydı, belki de hakikatti. Ardından yine içimden ''İnsanlar zaten kendi doğru ve yanlışlarına göre yaşıyorlar, herkes kendisini düşünüyor. Yani bir nebze böyle avutuyorlar kalplerini. Fakat hakikat nedir acaba? Hakikati hiçbirimiz hiçbir zaman bilemeyiz ki...'' dedim. Durumun iyice çığrından çıkıp felsefik bir boyuta ulaştığını farkettim ve hemen olayın ciddiyetine geri döndüm. Daha bu garip uyanışı tam olarak anlamlandıramadan anında sokağın boğuk bölgelerinden bir yerden, bir bağırış yükseldi: ''İlahiyat okuluna geri döndüğümde, orada birisi vardı...Tanrı'ya... Tanrı'ya duayla yakarmamı söyleyen... TANRI'YA DUAYLA YAKARAMAZSIN!'' Bir anda kalp atışlarımın sesini hissettim. Sanki kalbim patlayacaktı bir meleğin dokunuşuyla. Bu sözlerin kafama kazındığını biliyordum ama durum sanki küçükken beynimi bu sözle yıkamışlar ve kimin beynimi yıkadığını bilmediğim gibi bir olaydı. Hızlıca aşağı indim bu sözleri bağıran adamla tanışmaya çalıştım. Bağıran adama baktığımda, hayattan bir beklentisi olmadığını çok rahatça anlayabildim. Adam şaşkına uğramıştı. Sonuçta bir anda binadan çıkan biri sebepsizce kendisiyle tanışmaya çalışıyordu. Normal olarak başta anlam veremedi ve aval aval yüzüme baktı. Fakat bir kaç saniye duraksamadan sonra, hemencecik parayla gözlerini parıldattım -dönem para dönemi, parası olan istediğini yaptırtıyor haliyle- ve sokak köşesinde her zaman uğradığım ve çok sevdiğim kafeye oturtturdum. Bir süre soluklanmasını bekledim. Sonuçta o bir ihtiyardı, hemde fazla yaşam enerjisi olmayan bir ihtiyar. O kadar bitkin duruyorduki, sanki ruhu böyle kötü bir bedeni kaldıramayıp kaçmış, kaçması eyleminden gelen mutluluğuyla bir yerlerde keyif şarkıları söylüyordu. Ardından sordum''İçecek veya yiyecek bir şeyler ister misin?''Adam adamakıllı bir cevap bile veremedi. Konuşacak mecali yoktu. Resmen, son gücüyle benim için, o tanrısal sözleri haykırmıştı. Garsona döndüm ve''Lütfen herhangi bir yiyecek getirin ve kendiniz seçin. Yiyecek bir şey olsun gerisi önemli değil.'' Bir süre yoğun bir sessizliğin ardından yiyecek geldi ve adam yemeğe adeta saldırdı. Karnı bayağı doyduktan sonra, kendine geldiği her halükarda belliydi. Adama resmen nur indi, gözleri parıldamaya başladı. Baktım ve ''Aslında bunları yapmam o haykırdığın sözle ilgili, neden o lafları haykırdın? Çok merak ediyorum... Bi anlamı olmalı...'' dedim. Yine anlamsızca baktı bana parıldayan gözleriyle. Cevap gelmeyince''Peki ismini öğrenebilir miyim?'' diye sordum. Bir an bekledi ve sadece sustu. Anlam veremedim ve içimden ''Adam acaba konuşamıyor mu? diye düşündüm. Soruyu bir daha tekrarladım, bu sefer cevap verecekti, konuşmaya başlayacak olmasını kolayca hissettirdi ve sakince gözlerle bakarak''...NARASU SMIRNOFF... dedi. O an çıldırdım, gözüm döndü bir anda, kendi içimde kıyametlerden tut, tüm afetlere kadar herşey koptu. Tam ''YOKSA... SEN... BABA?!!'' diye bağıracaktım ki... Anlık bir fikir geldi aklıma ve o anki ruh haliyle elimden geldiğince çaktırmadan hafifçe yüzümü kapayarak''...Geçmişini anlatır mısın bana?'' dedim. Başladı çocukluğundan anlatmaya ayrıntılı ayrıntılı. Nasıl bu kadar samimi davranabildiğini ve nasıl bu kadar bana güvenebilip geçmişini anlatmaya başlamasına anlam veremedim ama mantıklı düşününce adamın hatta belkide babamın hayattan beklentisi olmadığını ve bu tür şeyleride takmayacağı kanısına vardım. Babaannemden babam hakkında duyduğum şeyler doğruysa, bu adam kesinlikle babamdı. Dikkatimi vermediğim bir anda ansızın, aklıma gelen anlık fikir gerçekliğe döküldü adam,''Karımı öldürüp hapis yattım...'' dedi. Bu sefer hiçbir şeyi görmedim, gözlerim ve ruhum ölüm meleği çınlıyordu. Sanki tanrılar bana o an tramva yaşattılar. Direk kafenin mutfak tezgahına koştum, hunharca bıçak aradım. Hatta aşçıyı, garsonları bile dağıttım. Çok geçmeden bir bıçak alarak hızla yaklaştım adama, saplamadan önce çok az bir duraksama oldu, gözlerinin içine kıpkırmızı kana susamış gözlerle baktım ve anında sapladım. Kanlı ellerimle sokakta var gücümle koşmaya başladım bir yandan arka arkaya HAYKIRDIM... ARTIK ZAFER BENİMDİ! ''ADALETİN PENÇELERİNİ BİLEDİM!'' Çok geçmeden polisler geldi ve bir an bile beklemeden beni kelepçelediler. Hapise gitme korkusu kapladı içimi bir anlığına ama fazla sürmedi çünkü rahattım ne de olsa ölsem de gam yemezdim dediğim anda, bir an kalbimin derinliklerindeki ölüm korkusunu duydum. İçimden ''Evet şuan bir ölüm meleği ruhumu almalı! Ölmenin tam zamanı!'' dedim. Kalp atışlarım fazlaca yavaşladı. Gözlerim kaymaya başladı. Nefes seslerim bir kaç saniyeliğine aksak bir biçimde devam etti. İşte o an öleceğimi hissettim ve son olan gücümle ''Adaletin demir eliyim... Tanrı beni çok sevdiği için yanına alıyor! Siz hala burada kör kütük yaşamaya devam edin! Yihahaha'' diye haykırdım. Hem annemin yanına gideceğim için hemde kanını yerde bırakmadığım için çok mutluydum, ölüme beslediğim sevgimi açığa çıkararak polislerin kollarına yıkıldım. Der demez bir anda uyandım, gittim yüzümü yıkadım ve bir kaç dakika aynanın karşısında öylece bekledim, sadece aval aval kendime baktım. Ardından kendi kendime ''Ne kadarda iğrenç bir rüyaydı''dedim. Rüyayı düşünüp kötü duygulara kapıldım. Annemle babam hala hayatta oldukları için bir müddet Tanrı'ya dua ettim. Sonrasında büyük bir özlemle aşağı inip annem ve babam tatlı bir şekilde uykularındayken ikisininde yanaklarına büyükçe öpücükler kondurdum. Bir yandan da saati merak etmiştim. Saat bayağı geç olmuştu ve yarın okulum vardı. Kafamı koyar koymaz tekrar uykuya daldım...




Out: İlahiyat cümlesinin geçtiği şarkı (Başlangıçta geçen cümleler alıntıdır yani. Dürüst olalım Smile ) https://www.youtube.com/watch?v=1XlqCFi6o-E

Out2: Uyarı için teşekkürler elimden geldiğince uzatmaya çalıştım en fazla bu kadar oldu. Çünkü kurgu sabit. Bence suan gayet yeterli durumda.


En son Naroi Smirnoff tarafından C.tesi Mart 23, 2013 12:28 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 19 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyvah Admin
Genel Yönetici
Genel Yönetici
Eyvah Admin


Kadın
Mesaj Sayısı : 1672
Yaş : 30
Nereden : Nereye...
Lakap : Admin
Ruh Hali : Naroi Smirnoff Images12
Kayıt tarihi : 23/01/09

Karakter
Zanpakutou: Yönetim Paneli asddasdasd
Puan:
Naroi Smirnoff Left_bar_bleue9999999/9999999Naroi Smirnoff Empty_bar_bleue  (9999999/9999999)

Naroi Smirnoff Empty
MesajKonu: Geri: Naroi Smirnoff   Naroi Smirnoff Icon_minitimePtsi Mart 18, 2013 8:16 pm

uyari: Uzunluktan tam puan alamayabilirsiniz, puanlamadan önce uzatmanizi öneririm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bleachrpg.yetkin-forum.com
Eyvah Admin
Genel Yönetici
Genel Yönetici
Eyvah Admin


Kadın
Mesaj Sayısı : 1672
Yaş : 30
Nereden : Nereye...
Lakap : Admin
Ruh Hali : Naroi Smirnoff Images12
Kayıt tarihi : 23/01/09

Karakter
Zanpakutou: Yönetim Paneli asddasdasd
Puan:
Naroi Smirnoff Left_bar_bleue9999999/9999999Naroi Smirnoff Empty_bar_bleue  (9999999/9999999)

Naroi Smirnoff Empty
MesajKonu: Geri: Naroi Smirnoff   Naroi Smirnoff Icon_minitimePtsi Tem. 08, 2013 9:04 pm

Puanınız; 82,5 := 83
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bleachrpg.yetkin-forum.com
 
Naroi Smirnoff
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bleach RPG :: RPG Başlangıç :: Rp Puanlatma-
Buraya geçin: