Rik Meiki'den aldığı görev yüzünden dünyaya adım atacaktı. Rik daha önce dünyada bulunmadığı için dünya hakkında bilgisi yoktu. dünyaya varana kadar dünyanın nasıl bir yer olduğunu merak etmişti ancak dünyaya vardığında umduğu kadar güzel bir yer olmadığını düşündü. Bir sürü insan binaların arasına yığılmış kalmıştı. Dünya çok kalabalık bir yerdi. Rik kalabalık yerleri sevmediği için dünya da o kadar güzel gelmemişti. yine de Soul Society deykenn dünyanın yiyeceklerinin çok güzel olduğunu duymuştu ve hazır dünyaya gitmişken bir şeyler yemek istiyordu.
Rik 14. alanda durmuş çevresine bakıyordu. O yakınlarda hollow olduğunu biliyordu ama hollowa dair bir iz bulamıyordu. rik biraz dolaşmaya karar verdi. Biraz yürüdükten sonra yolun kenarında ağlayan bir ruha rastladı. Ruh hüngür hüngür ağlıyordu. Rik yavaşça yanına yaklaştı ve kızın hemen soluna oturdu.
"Merhaba. Ben Rik" Rik'in yüzünde kocaman ve babacan bir ifade vardı. Çocuk kocaman gözlerle Rik'e bakıyordu.
"Rose..." Çocuk sadece bir kelime konuşabilmişti. Ve kelimesi hıçkırıkla bölünmüştü.
"Kendini fazla zorlama istersen. Buralarda garip bir şeyler gördün mü?" Rik tek eliyle kız çocuğunun yaşlarını sildi.
"Bi-bi-bi şey abimi öldürdü..." Çocuk tekrar hıçkırıklara boğulmuştu. Rik aradığı hollowların oralarda olduğunu anlamıştı. Ama basit bir kaç hollow için neden kendinin görevlendirildiğini anlamıyordu. Çok rahat düşük seviyeli shinigamiler de bu görevi yapabilirdi.
"Vücudunda kocaman delik olan şeyler miydi?" Rik emin olabilmek için sormuştu.
"Evet. Birinin boynunda diğer ikisinin de göğsünde delik vardı ve arkalarını görebiliyordum." Çocuk korkan gözlerle bakıyordu Rik'e.
Rik bu üçünün aradağı hollowlar olduğundan emin olmuştu. Demek bu hollowlar masum ve zayıf insanlara zarar vermişlerdi. Bu Rik için affedilemez bir şeydi ve hollowları hemen bulup bunun hesabını sormalıydı.
"Nerede olduklarını biliyor musunn?"
"Hayır... Ben zor kurtuldum ellerinden. Abim abim abim..." Çocuk bir kez daha hıçkırıklara boğulmuştu.
"Tamam kendini fazla zorlama." Rik eliyle çocuğun göz yaşlarını sildi. Artık bu çocuğu daha fazla zorlamaması gerektiğini düşünüyordu.
"Harika bir yere gitmek ister misin? Mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayabileceğin." Rik gülümseyerek kız çocuğuna bakıyordu.
"Abim orada mı? Abimle beraber olabilecek miyim?" Çocuk umut dolu gözlerle Rik'e baktı.
Rik bir an durakladı. Büyük ihtimalle kardeşi artık bir hollow olmuştu ve öldürülmedikçe görüşemezlerdi.
Kız bu duraksamayı farketti ve birden ayağa fırlayarak arkasını Rik'e döndü ve koşmaya başladı.
"Hayır!!!... Abimin olmadığı bir yere gitmem. Asla beni oraya gönderemezsin. Abim olmadan olmaz."
Kız olabildiğince Rik'ten uzaklaşmaya çalışıyor ve bir yandan da bağırıyordu.
Rik kızın hızına şaşırmıştı. Bir anda sokağın sonuna gitmişti. Rik yetişebilmek için flash step kullanmak zorunda kaldı. Ama çocuk yolun sonuna geldiğinde duraksamıştı ve yerden beş-altı metre yukarı doğru bakıyordu. Rik kısa süre sonra çocuğun yanına yetişti. Köşenin diğer ucunda bir hollow duruyordu ve çok büyük bir hollowdu bu.
Rik karşısında duran hollow yüzünden bir iki adım gerilemişti. Hiç bu kadar iri cüsseye sahip bir hollow görmemişti. Şimdiye kadar gördüğü hollow sayısı da azdı aslında.
"Bu kızı üzen sen misin?" Rik tüm şiddetiyle bağırmıştı. İçinden tüm gücünü salıp bu hollowu yok etmek parçalamak geliyordu ama kendini tutmak zorundaydı. Eğer tüm gücüyle saldırırsa küçük kıza da zarar verebilirdi ve emirler çok açıktı. Sivillere zarar gelmemeliydi. Rik'in görevi buydu ve eğer kıza bir zarar gelirse görevi bitirememiş olurdu.
"Hmmmmm.... Bir shinigami. Bir shinigami ruhundan tatmayalı uzun zaman olmuştu. Tadını bile unutmuşum. Demek ki bu gün şanslı günümdeyim. HAH HAH HAH..." Hollow kısık sesli ama kulakları tırmalayan bir sesle kah kaha attı.
Hollowun bu hareketi Rik'i daha da sinirlendirmişti. Neredeyse yanındaki kızı unutup shikaisini açacaktı. Ama son anda bunu yapmasının zararlı olacağını düşündü ve vazgeçti.
"Çok düşüncelisin shinigami. Ölümü bu kadar çok düşünme. Zaten yakında tadacaksın." Hollow bir adım ileri attı ve yer sarsıldı.
Rik yer sarsıntısı yüzünden iki üç adım hareket etmek zorunda kaldı. Karşısındakinin sıradan bir hollow olmadığı belliydi. Bir menos değildi ama gücü azımsanmayacak kadar fazlaydı.
Hollowun devasa iki ayağı vardı. Kolları da ayaklarından farksızdı. Rik böyle bir hollowa karşı nasıl dövüşmesi gerektiğini düşünüyordu. Şimdiye kadar hiç bir hollowla gerçek bir dövüşü olmamıştı. Ama bu hollowla ölümüne bir dövüş yapmak zorundaydı. Ve bu dövüşün tek nedeni lanet olası Meiki'nin verdiği uyuz bir görevdi.
"Hadi göster kendini." Rik karşısındakinin gücünün ne olduğunu merak ediyordu ve gücü tam olarak görmeden saldırıya geçmek istemiyordu.
"Çok acelecisin shinigami. Ölmek için bu kadar hevesli birisini daha görmemiştim. Senden önce yediğim hollow korkağın tekiydi ama çok tatlıydı. Senin tadını çok merak ediyorum." Hollow yalanmaya başlamıştı bile.
"Offf offf amma geveze..." Rik'in suratı asılmıştı.
"Sen çok aptalsın..." Hollow cümlesini bitirir bitirmez saldırıya geçmişti. Hollow elini kaldırmış ve Rik'in olduğu yere doğru
indirmişti.
Büyük bir toz dumanı oluşmuştu. Göz gözü görmüyordu. Kısa bir zaman sonra Rik hollowun başıyla aynı seviyede olan bir binanın tepesinde kucağında küçük kızla belirdi.
"Çok tehlikeli hareketler yapıyorsun. Birine zarar verebilirdin." Rik onaylamadığını belirten bir ifadeyle yüzünü sağa sola salladı.
"Demek sen de korkağın tekisin. Saldırıma karşılık bile vermeden kaçmak... HAH HAH HAH!!!..." Hollow kısık bir sesle tekrar güldü.
"Kaçmak demeyelim. Sadece sivilleri uzaklaştırdım. Şimdi gerçek dövüşe başlayabiliriz." Rik bir shunpoyla kendini hollowun onune attı.
"Hadou #4: Byakurai" Rik'in elinden beyaz bir yıldırım fışkırdı ve direk karşısında duran hollowa yöneldi. Anlık bir süre sonra büyük bir patlama oldu. Hollow etrafındaki toz içinde kaybolmuştu.
Aradan kısa bir süre geçti ve toz dağılmaya başladı. Tozun dağılmasıyla hollow da gözükmeye başladı. Rik bu saldırının işlemediği görünce şaşırmıştı.
"İyi iyi..." Hollow bu saldırıyı zorlukla karşılamıştı. Hollowun iki eli Rik'e doğru yönelmiş ve avuç içlerinde hasar vardı.
"Sanırım seni yenmek için tüm gücümle savaşmalıyım." Hollow ellerini indirdi. Sözlerini tamamladıktan sonra Rik'ten bir adım uzaklaştı.
Hollow elini tekrar kaldırdı ve Rik'e doğru indirdi. Ancak Rik bi shunpo ile bu saldırıdan da kurtuldu.
Bu dövüş artık Rik'i sıkmaya başlamıştı.
"Hadou #33: Soukatsui" Rik elini hollowa karşı yöneltmişti. Rik'in elinden mavi bir mavi bir ruh topu fışkırmış ve düşmanını tam alnından vurmuştu. Çarpışma oldığu anda hollowun kafasında bir ışık patlaması oluştu biraz sonra ışık kaybolduğunda hollowun kafasının kopmuş olduğu ortaya çıktı. Hollow büyük bir gürültüyle yere yığıldı. Kısa zamanda hollowun vücudu yok oldu.
Rik shunpo kullanarak binanın tepesinnde duran küçük kızın yanına gitti. Kız korkudan tir tir titriyordu.
"Üzülme. O artık huzura erdi." Rik kızın sırtını sıvazladı ve diğer eliyle zanpaktousunu sırtından indirdi.
biraz sonra Rik ruh gömme işlemini yapmıştı. Rik oradan uzaklaştı ve kalan iki hollowu aramaya koyuldu.
7327
rp out: bi şeyler yiyeyim devam ettiririm