Amayo Rey

Puanlatma için Örnek RP:

Bugün benim için özel bir gündü. Akademi sınavlarını geçmiştim ve bugün resmi olarak bir ninja oluyordum. Sabah çok erken kalkıp elimi yüzümü yıkamıştım. Bugün kendime o kadar özen gösteriyordum ki bunun üzerine banyo dahi yapmıştım. Önceki gün amcamıda uyarmıştım ve beklediğim gibi o da hazırdı. Aynı zamanda istediğim gibi bana hafif ve leziz bir kahvaltıda yapmıştı. Kahvaltımı yaptıktan sonra amcamın dün ütülediği kıyafetlerimi giymiştim. Bana aynı bir anne gibi davranıyordu amcam. Bu yüzden çok seviyordum onu. Evden çıkmadan önce uyuyan kerdeşime ve kuzenime onları uyandırmadan sarılmıştım.

Gerçekten bayağı erken gitmiştim akademiye ancak benim gibi diğer arkadaşlarımda erken gitmişlerdi. Onlarla konuşarak vakit öldürmeye karar verdik. Konularımız arasında ilerde neler yapmayı planladığımız ve hangi rütbeye gelmeyi amaçladığımız vardı. Ben büyüdüğümde Kage olmak istediğimi söylemiştim. Arkadaşlarımın hepside bana gülmüşlerdi. Biraz düşündüğümde bende kendime çok gülmüştüm. O yüzden arkadaşlarıma bu isteği Jôninliğe düşürdüğümü söyledim. Zaten çoğumuzun amacı buydu. Jônin olup zorlu görevlere giderek kötü adamları pataklamak istiyordu herkes. Ancak biraz düşündüğümde bunların bile zor hayaller olabileceğini düşünmüştüm. Daha chuuninlere bile zor görevler veriliyorken Jôninlere neler verileceğini hayal bile edemiyordum…

Sonunda beklediğim an gelip çatmıştı. Öğrencilerin genin olması için yapılacak tören. En başta uzun müdür ve öğretmen konuşmaları yapıldı. Daha sonra bizlerin sabırsızlığı ve bağırıp çağırmaya başlaması üzerine asıl törene başlandı. Bütün öğretmenler sırayla öğrencilerine alın bantlarını verdiler. Alın bandını alan öğrenciler hemen ailesine koşuyordu. Bende alın bandımı aldıktan sonra etrafta amcamı aramıştım. Bulamayınca adeta şoka girmiştim ve tam ağlayacakken arkamdan iki adet kol beni sarıp yukarı kaldırmıştı. Tam çığlık atmak için nefes almıştım ki onun amcam olduğunu görmüştüm. “Burdasın!!” dediğimde “Biricik yeğenimin geninlik törenine gelmeyeceğimde ne yapacağım?” demişti. Çok sevinmiştim. Hemen alın bandımı ona gösterdim. Yeni olduğu için çok parlaktı. Bunu görünce amcamda çok sevinmişti. Tören bittikten sonra eve gittik. Giderken amcamla batan güneşi izledik ve hayaller kurduk. Ona hayalimde köyün en güçlü ninjalarından olmamdan bahsettim. O da “Birgün köyün en güçlü ninjalarından biri olacağına adım gibi eminim.” demişti. Onun bu sözlerinden sonra bayağı bir hırslanmıştım.

Eve döndüğümüzde kardeşim ve kuzenim bizi bekliyordu. Amcam benim törenim yüzünden onlara yemek hazırlamayı unutmuştu ve zavallıcıklar bütün gün aç kalmışlardı. Hemen amcam bize güzel yemekler hazırladı ve bizde afiyetle yedik. Daha sonra ben yatmaya gittiğimi söyledim. Yatağıma uzandığımda amcam kapıyı çaldı ve içeri girdi. Yatağımın ucuna oturarak;

“Yaklaşık bir hafta sonra bana hatırlat sana bir sürpriz yapacağım” dedi ve göz kırptı. Sürprizin ne olduğunu o kadar çok merak etmiştim ki o gece uyuyamamıştım.

Tam bir hafta sonra amcama bana söylediği şeyleri hatırlattım. Unutmadığım için teşekkür etti ve gözlerimi bağladıktan sonra beni biryerlere götürdü. Neresi olduğunu gerçekten merak ediyordum. Bir ara durduk ve amcam gözlerimi açtı. Önümüzde klan üyelerinden iki tane bunak vardı. Yüzleri buruşuk ve sürekli olarak asık iki tane bunak. Bana “Küçük velet” gözüyle bakıyorlardı. Daha sonra amcamla birşeyler konuştular ve isteksizce “Gel bizimle” dediler. Biraz yürüdükten sonra harabe haline gelmiş bir eve vardık. Bunakların ikiside ellerini kaplan mührüne getirdi ve birşeyler mırıldandılar. Daha sonra yerler sarsıldı ve bunakların hemen önünde aşağı doğru merdivenli bir kapı açıldı.

Aşağı indiğimizde tapınağa benzeyen bir yerdeydik. “Amca! Neresi burası? Neden buradayız?” diye sormuştum.O da bana “İşte sana bahsettiğim sürpriz burada. Şimdi korkabilirsin ama sürprizi gördüğünde çok sevineceksin.” demişti. Daha sonra bür sürü parşomenin bulunduğu bir odaya gelmiştik. Odanın tam ortasından geçen büyük bir kırmızı halı ve kenarlarında göz alabildiğince hayvan resmi vardı. Odaya girdiğimizde bunaklar yine birşeyler fısıldadı ve birsürü mum sırayla önümüzde yanmaya başladı. Biraz bekledikten sonra bunaklardan biri derin bir nefes aldı ve açıklamaya başladı;

“Burası klanımızın gizli tapınağıdır. Buranın yerini klanın yaşlı üyeleri dışında kimse bilemez. Burada klanımızın bütün gizli jutsuları ve sırları vardır. Sırların olduğu odaya sadece klan başkanı ona verilen özel bir mühür ile açabilir. Bu yüzden herhangi bir yaramazlık planını şimdiden kafandan kaldır. Gördüğün gibi burada temsili hayvan resimleri var. Klanımızın özelliği summonlarla ilgilidir. Genin olduğun için şu anda bir adet summon hayvanı alabilirsin. Birazdan istediğin bir hayvanı seçeceksin ve biz seni oraya yönlendireceğiz. Daha sonra o parşomene kanınla o hayvanın türünü yazacaksın ve yine kanınla imzalayacaksın.”

İşin içinde kan olması biraz tırsmamı sağlamıştı ancak diğer kısımlar kulağa çok hoş geliyordu. Hemen bunaklara istediğim hayvanın yılan olduğunu söyledim ve onlarda beni yılan sembolü bulunan parşomene götürdüler. Daha sonra elime bir kunai verdiler. Elime bir kesik attım ve kağıdın üzerine Mi (yılan) yazdım. İmzamıda attıktan sonra bunaklar bana birkaç el mührü gösterdiler ve elimde kanla o mühürleri yapıp yere bastırarak “Kuchiyose no Jutsu” dememi istediler. Dediklerini yaptım ve karşıma bana göre büyük bir yılan çıktı. “Beni uyandıran sen misin velet?” diye sordu. Korkudan altıma yapmak üzereydim ve o sırada ağzımdan “Evet efendim” kelimeleri dökülü verdi. Aslında tam olarak isteyerek söylememiştim. “Daha çok küçüksün. Nasıl olurda beni çağırabilecek çakra kapasitesine sahip olabilirsin ki?” dedi. Daha sonra biraz etrafı inceleyip;

“Tamam.. Anladım. Benim adım Kiba. Bundan sonra beni çok acil bir durum olmazsa sakın çağırma velet. Yoksa hedefim sen olursun!” dedi. Başlangıcımız pek iyi olmamıştı. Ancak bu durumu düzeltebileceğimi düşünüyordum. Daha sonra “Merak etmeyin efendim! Bir daha asla sizi gereksiz yere çağırmam!” dedim. Bir süre bana ciddi ciddi baktıktan sonra kaşlarını indirdi ve gülmeye başladı. “ Tabiki şaka yapıyorum dostum! Beni istediğin zaman çağırabilirsin. Ancak yinede cart curt çağırmamaya özen göster. Yoksa sinirlenebilirim ve sinirlenmemi istemezsin.” dedi. İçim çok rahatlamıştı. “Tabiki efendim!” dedim. “Bide bundan sonra bana adımla hitap et. Çünkü efendi olması gereken sensin” dedi ve dumanların arasında gözden kayboldu. Daha sonra bunaklara döndüm. “Hıh! Bir zımbırtı summon daha!” dedi bunaklardan birisi. Cevap olarak;

“Ben çok sevdim!” dedim. Ağzını büktü ve “Hadi çıkalım artık” dedi. Gözlerimi bağladılar ve yola çıktık. Eve vardığımızda kardeşim ve kuzenim bizi çok merak etmişlerdi. “Nerdeydiniz? Sizi çok merak ettik.” dediler. “Hiiç sadece biraz yürüdük” dedim ve yatmaya gittim.

-Renklendirme 7/10
Renkler birbiriyle uyumsuz olsa da, herkese tek bir renk vermen ve göz yormaması hoşuma gitti.
-Betimleme 16/20
Pek yoktu, ancak ortamı yine de canlandırabiliyordum gözümün önünde. Ancak daha çok betimleme şart, ookami-chan.
-Akıcılık 17/20
İlk başta bir takım buluşması rpsi olduğunu sanmıştım, meğer değilmiş
-İmla 20/20
Açıkçası hiç bir hata göremedim.
-Kurgu 18/20
Alakasız bir yerden başlamış olsan da, bağlantıyı iyi kurmuşsun
-Uzunluk. 10/10
Ne diyebilirim ki

88 oluyor sanırım. Hesaplayın lan işte =.=

xD 2 puanla taichouluğu kaçirmişsin Q.Q .... neyse .....

HAAYIIIIR Q.Q yeniden puanlama istiyorum Q.Q (böyle bi hakkım olmayabilir ama.. Q.Q) "hocam iyi bakın iki puan daha bulun nolur yaa"

Ookami chan U.U Yerinde dur U.U Sen gönüllerin taichou'susun U.U

Öyle miyim neyse hadi öyle olsun bakalım u.u