12. takım teknoloji geliştirme dairesi ofisi

Burası büyük bir laboratuardır. Deney malzemeleri düzenli bir şekilde dururlar. Buraya girme yetkisi sadece 12. Takı kaptanı ve teğmenine aittir. Kaptandan özel izin olmadan kimse buraya giremez. Özel şifrelenme sistemi ile korunmaktadır.

12. Takım kaptanı tüm deneylerini ve araştırmalarını burada gerçekleştirir. Ara sıra içerden bazı patlama sesleri çıkabilir. Bu alışıldık bir durumdur.

393

Rik sınıfının eğitimini bitirdiklten sonra ilk iş olarak kendine bir modifiye ruh yapmaya karar vermişti. Bu yüzden de direk teknoloji geliştirme dairesine gitmişti.


Rik bir kaç gün boyunca yarım kalmış dosyalarını inceledi. Bu dosyaların çoğu modifiye ruh ve yapay bedenlerle ilgiliydi. Rik uzun çabaları fazla yeteneği olmayan bir modifiye ruh yapmayı başarmıştı. Ancak elinde sadece hollowlar bulunduğu için bu modifiye ruhu yaparken sadece hollow kobaylarından yararlanabilmişti ve pek başarılı değildi. Ürettiiği modifiye ruhların çoğu insanlara saldırmaya meyilli oluyordu.


Rik bu sorununun tek çözümünün plus kullanmak olduğunu biliyordu. bu amaçla dünyaya gidip yedi sekiz tane plus avlayıp getirmeye karar verdi. Bu sayede hem hollow hem de plus özelliği taşıyan bir modifiye ruh yapabilirdi.

817

out:karakura devam

out:karakura devam;

Rik Karakura'dan aldığı plus ve insanlarla deneylere hemen başladı ve çayı her zamanki gibi yanındaydı. Rik çayını içerek plus, hollow, shinigami ve insanlar üzerinde deneyler yapıyordu. Rik kısa zaman içinde müthiş bir teriye ulaşmıştı.

Yeni bir tür üretmek...

Bu tür hem insan,hem shinigami,hem hollow yeteneklerine sahip olacaktı. Pluslar sayesinde de vücudunu parçalanmaktan koruyabilecekti. Rik böyle bir teğmenin kendisine çok yararlı olacağını biliyordu. Ama eklemesi gereken bir şey daha vardı. Kendi reaiatsusu... Bu sayede yeni ürettiği modifiye ruh Rik'le aynı zanpaktouya sahip olacaktı. Ve hemen hemen aynı güce...

Rik bu umutla araştırmalarını arttırmaya başladı. Gece geç saate kadar çalıştı ve sonunda bir sonuca vardı. Artık tek yapması gereken bir düğmeye basmak ve tepkimeyi başlatarak yeni bir modifiye ruh elde etmekti. Rik son eklenmesi gereken şeyi yani kendi reiatsusunu da bir şırıngaya aktararak ilave etti.


Rik düğmeye bastığında büyük bir ışık kümesi oluştu. Büyük bir patlama sesi de ışığın arkasından gelmişti. Rik gözlerini açtığında kendini duvarın yanında yarı baygın olarak bulmuştu ve karşısında ona bakan bir kız çocuğu vardı.

Kız en fazla on altı yaşındaydı belki de onyedi... Ama çok güzel bir yüzü vardı ve altın sarısı saçlar. Altın sarısı saçları tamamlayan açık tonda bir ten ve çakmak çakmak yeşil gözler... Rik bir an için öldüğünü ve cennete gittiğini düşündü ama bu düşüncesi uzun sürmedi çünkü omzunda bir yara vardı ve acısı dayanılmazdı.

"İyi misiniz efendim?" Kız elini uzatmış ve Rik'e gülümsüyordu.

"İyi-İyi-iyiyimm..." Rik kekeleyerek de olsa konuşmuş ve eli tutarak kendini yukarı çekmişti. Kız zayıf bir vücuda sahip olsa da çok güçlü kollara sahipti.


"Kimsin sen_?" Rik şaşkınlıkla da olsa konuşmaya devam etti.

"Ben.... ben... bilmiyorum. Tek bildiğim biraz önce gözlerimi burada açtığım. Ne bir anı ne de bir hatıra... Hiç bir şey hatırlamıyorum." kızın yüzü durgunlaşmıştı.

Rik'in bu kızın kendi üretimi olan modifiye ruh olduğunu anlamıştı ama bu sadece şaşkınlığının artmasına neden olmuştu. Nasıl olduğunu bir türlü anlayamamıştı. Rik kendi kafasında binlerce şekil oluiturmuştu ama neredeyse hiç biri kız değildi ve hiç biri bu kadar güzel değildi. Rik kızın vücudunu incelemeye kalktığında kızın hiç bir şey giymediğini farketti ve yüzü kıpkırmızı oldu. Rik hemen fırladı ve duvarda asılı olan kumaşlardan birini alarak kızın üstünüm görünmesini engelledi.

"Şeyy... Efendim bana bir isim verebilir misiniz? Bir ismimin olmasını istiyorum." Rik şaşırmıştı. Daha önceden ürettiği modifiye ruhlar genelde sadece öldürmek ve yemek isterlerdi ama bu seferki farklıydı ve Rik'e yakın gelen bir yanı vardı. Rik bu kez doğru bir iş yaptığına inanmaya başlamıştı.

"Hmmm.... dur bir düşüneyim.Cho Jin olabilir." Kızın yüzü birden gülğmsemeye başlamıştı Rik kızın bu ismi sevdiğini anladı.

"Senden bir şey daha isteyebilr miyim_?" Kızın yüzü tekrar kızarmıştı.


"Tabi ki ne istersen... Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım." Rik gülümsüyordu ve sağ eliyle de saçlarını ensesinde olan saçlarını kaşıyordu.

"Bana kalacak yer ve yiyecek bir şeyler ayarlayabilir misin_?_" Rik bu soru karşısında şaşırmıştı.

"Tabi ayarlarım. Benim geniş bir evim var ve orada yalnız yaşıyorum. Senin gibi bir ev arkadaşı çok iyi olurdu." Rik birazdaha gülümsedi.

"Şimdi benim de senden bir istediğim var. Bana güçlerini göstermeni istiyorum." Rik ciddileşmişti.

"Ben mi? Ama benim fazla bir gücüm yok ki" kız şaşırmıştı.

"Bana bak ve yaptıklarımı tekrarla." Rik yavaşça reaitsusunu salmaya başladı. kısa zaman içinde kız da ayak uydurmayı başarmıştı ve Reiatsusunu Rik'inkine eşitlemişti.


Aradan bir süre zaman geçti. Rik neredeyse tüm reaitsusunu salmıştı ama nasılsa kız da büyük miktarda bir reaitsu salmıştı. Rik bir an karşısındakinin kendinden çok reiatsuya sahip olduğunu düşünmeye başlamıştı. Ama böyle bir şey olamazdı. Olmamalıydı. sonuçta kullandığı reiatsuların içinde en güçlüsü Rik'in kiydi ve onu geçmesi neredeyse imkansızdı.

Biraz sonra Rik'le hemen hemen aynı anda kızın da reiatsusu sınuırlarına ulatştı ve iki reiatsu neredeyse aynıydı. Aradaki farkı dalgalanmalar meydane getiriyoırdu ve bir Rik'in bir kızın reiatsusu üstün hale geliyordu.


rik reiatsusunu bastırdı ve kızda aynısını yaptı.


"Çok çabuk öğreniyorsun. Bu iyi bir şey. Hadi gel sana düzgün gyecek ve yiyecekerl vereyim. Hem artık bir teğmensin bu şekilde gezmemelisin." Rik kocaman gülümsedi.

"Teğmen mi? O ne demek?" Kız şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Benim sağ kolum olacaksın. Yok sol kolum. Bir an solak olduğumu unutmuşum." Rik bir kahkaha attı ve kızda hafifçe gülümsedi.

İkili On İkinci Takım Ofisi'ne geçti ve Rik Cho'ya yeni giysiler ve yiyecek bir şeyler verdi. Yanında da çayı unutmadı tabiki...



4825

Rik yeni araştırmalar yapabilmek için 12. takım teknoloji geliştirme dairesi ofisi 'ne gelmişti. burada amacı savaşlarında kullanabileceği türdn araçlar elde etmekti. İlk yapacağı şey günleridir düşündüğü giysilerdi. Bu giysiler giyen kişinin ruh enerjisini tamamen gizlemeliydi ve asla içinde bulan kişiyi belli etmemeliydi. Rik bunun için nasıl bir çalışma yapması gerektiği konusunda çok düşünmüştü. Sonunda teğmenini yanına aldı ve onun üzerinde denemeye karar verdi.


Rik bir süre sahip olduğu arşivde araştırma yaptı. Bu araştırmalar sonucunda daha eski zamanlarda reiatsuyu belli oranda gizleyen giysilerin yapıldığını ama bu giysilerin ya bu işlemi uzun süre yapamadığını ya da belli bir miktarla sınırlı olduğunu gordu. Rik yapılan araştırmaları incelemeye devam etti. Aradan dört saatten fazla bir süre geçmişti ki Rik bir ipucuna rastladıgına karar verdi. Yapacağı şey eskiden üretilmiş giysilerin metodlarından karma bir metod yapmaktı. Bu sayede işe yarayabilrdi ama yine de sınırlı bir miktarı olacaktı.

Rik iki saaat kadar giysilerle uğraştı ve sonunda bir elbise oluştırdu. İlk deneyecek kişi Cho olduğu için giysi olması sorun değildi. Rik giysiyi Cho'ya giydirdi. Cho elbiseyi giydikten kısa bir süre sonra reiatsusu yok olmuştu.

"Yavaş yavaş reiatsunu salmaya başla." Rik elbisenin ne kadar dayanacağınuı merak etmişti.

Cho yavaşça reiatsusunu salmaya başladı ancak Rik hiç. bir şey hissetmemişti. Tabi bu ancak bir süre devam etti. Cho reiatsusunun yarısından fazlasını saldığında giysiler işlevini yitirmişti ve Rik yavaş yavaş reiatsu hissetmeye başlamıştı. Ancak bu eski yazılarda bulunandan farklıydı. Eski giysiler reiatsu sınırı geçtiğinde direk tüm reaitsuyu geçirmeye başlıyordu ancak Rik'in ürettiği elbise sadece sınırın üstünde olan kısmı belli ediyordu ki bu Rik için yeterli bir sonuçtu.


Rik bu kadar çalışmanın yeterli olacağının düşündü ve elbiseyi Cho'nun üzerinden çıkartarak bir dolaba kilitledi. Bu sayede kimse ulaşamazdı.

Rik ve Cho takımdan ayrılarak Rik'in evine geçtiler. İkili çok yorugun olduğu için direk uyudular. Rik Chho geldiğinde kendi odasını ve yatağını onda vermişti ve kendisi balkonda gökyüzünü izleyerek uyumaya başlamıştı.


2213

Rik akşam geç yatmış olmasına rapmen sabah erkenden kalktı. Tek yapmak istediği biraz daha çalışmaktı. Hemen biraz kahvaltı yaptı ve teğmenini uyandırmadan evden çıktı. Direk On İkinci Takım Teknoloji Geliştirme Dairesi'ne gitti.


Rik burada yenibir şeyler üretecekti. Tabi ilk önce neye ihtiyacı olduğunu bulmalıydı. Rik eline gelen ilk kitabı aldı. Burası eski bir çok kitapla doluydu. Bu kitaplar geçmiş araştırmaları kapsıyordu. Bitmemiş ve sadece teoaride bulunan çalışmalar...


Rik aldığı kitabı iyice inceledi ancak pek bir şeye rastlamadı ve yerine kaldırdı. Eline başka bir kitap aldı. Bu kitapta hollowların ruh yapıları hakkında bilgi vardı. Rik bu kitabı bir kenara ayırdı. Çünkü ileri bir zamanda lazım olabileceğini düşünmüştü.


Rik eline bir kitap daha aldı. Bu kitap da soul society hakkındydı. Rik fazla incelemeden kitabı yerine kaldırdı. Rik buı şekilde bir çok kitaba baktı. Kitapların içinden altı yedi tanesini ayırmış ve sonra okumak için masasına koymuştu. Ancak hala kendisine uygun bir konu bulamamıştı. Rik biraz daha araştırmaya karar verdi.



"Reiatsu saklama teknikleri" Rik bu kitabı gorur gormez eline aldı. Belki o kitapta yarım olan elbise ile ilgili bazı bilgilere ulaşabilir ve elbiseyi tamamlayabilirdi.

Rik bir saat kadar kiatbı okudu ancak fazladan hiç bir bilgi yoktu. Rik kitapta yazandan çok daha iyisini biliyordu. Rik bu kitabı yerine koydu ve başka bir kitap aramaya başladı.

bir kitap Rik'in dikkatini çekti. "Kendi limitlerini aşmak..." Rik bu kitabı hemen eline almıştı. Kitabın içeriği kendi limitlerine yaklaşan ya da ulaşan shinigamileri muazzam bir güce kavuşturmakla ilgiliydi. Bu kitap Rik'in dikkatini çekmeyi başarmış ve O'nu çok mutlu etmişti.


Rik kitabı hemen okumaya başladı. Kitapta bir shinigaminin maske takarak hollow güçleri kazanabileceğinden bahsediliyordu. Ancak bu tamamen teoride olan bir şeydi ve hiç kmse bunu başaramamıştı. Rik bunun mantıkşı bir yontem olduguna karar vermişti. Ancak bu deneyi kendi üzerinde yapması çok tehlikeliydi ve kendine bir kaç kobay bulmalıydı. İlk once bir yontem bulması gerektiğine karar verdi. Uygulanacak bir yontem olmazsa kobayın olmasının bir anlamı yoktu.


Rik kendini çalışmaya verdi. Kitapta yazan bilgilerin doğruluğunu test ediyor ve kendi bilgisini de katarak yeni bir yol bulmaya çalışıyordu. Ancak uzun çalışmalarına rağmen bir yol bulamamıştı. Tek buldupu şey kitaptaki teorinin biraz daha gelişmişiydi ama çalışıp çalışmayacağı belli değildi.

Rik bu teoriyi uygulamaya karar verdi. Bu teoriyi uygulamak için kullanılabilecek bazı deneklere ihtiyaç vardı. Rik'in aklına gelen ilk denekler pluslar olmuştu ancak pluslar birer insan olduğu için onlara dokunmamaya karar verdi. Kendi ürettiği modifiye ruhlar üzerinde denemenin en iyisi olacağını düşünmüştü ancak modifiye ruhlar hakkında bir bilgi yoktu kitapta ve onlar üzerinde çalışıp çalışmayacağı belli değildi.


Rik bir tnae modifiye ruhu aldı ve deneye başladı. Deney sonunda ruh bir bütün halinde kalma özelliğini yitirmiş ve toz haline gelerek yok olmuştu. Bu Rik'in bir karanlığa düşmesine yol açtı. Çünkü bunun olmasının iki nedeni olabilirdi. Birincisi modifiye ruh kullanılmış olması, ikincisi ise teorinin yanlış olmasıydı. Rik bu ikisi arasında bir gidip bir geliyordu ancak hangisinin gerçek neden olduğunu bilmiyordu. Rik bir modifiye ruh daha aldı ve tekrar denemeye karar verdi. Ancak durum değişmedi.

Rik artık pluslar üzerinde denemelimiyim diye düşünmeye başlamıştı. Bu yolun nasıl bir güç getireceği merakı Rik'i çok heycanlandırıyordu. Birt yolunu bulup bu metodu çözmeli ve kendi üzerinde denemeliydi.

Rik ürettiği modifiye ruhlar içinden en büyük reiatsuya sahip olanı almaya karar verdi. Bu sayede belki işe yarayabilirdi.

Rik deneyi tekrar başlattı. Biraz szaman geçtikten sonra karşısında çok zayıf ve güçsüz bir hollow vardı. Rik metodunun modifiye ruhu bir hollowa çevirmekten başka bir işe yaramadığına karar vermişti.


"Şimdilik bu deneyi bıraksam iyi olur. Başım çok doldu ve biraz da takımımla uğraşmalıyım..." Rik kendi kendine konuşarak merdivenleri çıktı ve direk On İkinci Takım Genel Ofisi'ne gitti.


4168

Rik biraz dolaştıktan sonra tekrar geri dondu. Bu dolaşma Rik'in kafasını dağıtması için yeterli olmuştu. Rik artık tekrar çalışması üzerinde yoğunlaşabilirdi.


Rik'in çözmesi gereken çok büyük bir sorun vardı. Bir ruhun bütün halinde kalabilme özelliğini yitirmeden dönüşmesini sağlamıştı. Ancak dönüşüm fazla gelmiş ve tamamen bir hollowa dönüşüp bilincini kaybetmişti. Rik bu sorunu çözmek zorundaydı ama nasıl olacağı hgakkında da pek bir fikri yoktu.


Rik bir modifiye ruh daha aldı. Bu elinde kalan son modifiye ruhtu. Bu modifiye ruhu heba etmek istemiyordu ama yapabileceği fazla bir şey de yoktu. Rik Hikari'nin hollowları hemen getirmesi için dua etti. Çünkü modifiye ruhlar bitince hollowlar üzerinde deneye yapacaktı ve elinde bulunan hollow sayısı da fazla değildi.


Rik deneyi elinde bulunan son modifiye ruh üzerinde de yaptı. Bu modifiye ruh diğerlerinden farklıydı. Yapımında kendi reiatsusundan parçalar kullanmıştı. Aslında bu modifiye ruhu teğmeni olsun diye yapmış ancak gorunumunu beğenmediği için bir kenara atmıştı. Zaten yeterince güççlü de değildi.


Deneyi yaptğığnda modifiye ruhun yerinde yarı hollowlaşmış bir varlık duruyordu. Rik bu varlığın ne olduğunu anlamamıştı. Önünde duran varlık ne bir hollowdu ne de bir modifiye ruh...

Bu varlığın yüzünde hollowlarınkini andıran bir maske vardı ancak vücudu da bir modifiye ruha benziyordu. Ancak vücudunun yarısı beyazdı ve hollow vücuduydu. Varlık yerde çırpınıyordu.

Kısa zaman sonra bu yaratık tamamen bir hollowa dönüştü. Ancak hollow bir öncekindn kat kat daha güçlüydü. Rik bu hollow formunun gücünün oluşan ruhun gücüyle orantılı olduğ anlamına geliyordu ki bu da baya deperli bir bilgiydi. Bu demekti ki bir vaste lord a bu dönüşüm uygulanırsa en az bir kaptan kadar güçlü olabilrdi ve bu shinigamiler için hiç iyi olmazdı. Rik bu çalışmalarının saklı olması gerektiğine daha da inanmıştı. Yanlış ellere geerse Soul Society'nin yok olmasına neden olabilirdi.


Rik bu düşüncelerini bir kenara attı ve çalışmalarına devam etmeye karar verdi. Karşısında duran hollow Rik'e anlamsızca bakıyordu. Bu bilincinin olmadığı anlamına geliyordu. Rik bir hamledi hollowu oldurdu.

Rik başk bilgi aramaya karar verdi. Yoksa bu işi tamamlayamayacağını düşünüyordu. Rik raflardaki kitaplara tek tek bakamazdı. Bu yüzden teğmenini yanına çağırdı ve tüm kitaplara bakıp hollow dönüşümü hakkında bilgi edinmesini istedi. Rik'in teğmeni çalışma özelliğini Rik'ten almıştı ve Rik kadar zekiydi. Tepmen Cho Jin hemen kitaplarla ilgilenmeye başladı. Rik bu görebin teğmeni için zor olduğunu bildiği için kendisi de işe koyuldu ve beraber aramaya başladılar. Ancak kitaplar arasında başka bilgi yok gibiydi ve binlerce kitaba bakmak imkansızdı. Sonunda Rik'in aklına bir fikir geldi. Anahtar kelimeler arayacaktı ve bu anahtar kelimelere bakacaktı. Eğere yeterli bilgi bulamazsa her gün belli miktarda kitabı düzenli şekilde okurum diye düşündü.

"Hollow dönüşümü
Kendi limitlerini aşma
Sınır Geçimi
Güç arttırma
Hollow formu
Maske takma
Hollwoların maske çıkarması
Hollow gücü kazanma
cero kullanabilme
..." Rik bulabildiği tüm anahtar kelimeleri buldu.

Rik'in anahtar kelime bulmasına teğmeni Cho da yardım etmişti. Kısa zaman sonra ikili tüm kütüphaneyi aramıştı ancak aranılarn kriterlere uygun sadece iki kitap bulabilmişlerdi. Bu iki kitap da inceydi ve onceki kitaptan farklı fazla bilgi içermiyorlardı. Rik umutsuzca Cho'ya baktı. Artık umudu giderek azalıyorduı.

Rik bunu kendi üzerinde denemek istiyrdu ama kendisi bir hollow olmak ve bilincini kaybetmek de istemiyorrdu. Bunun için bir şeyler yapmalıydı. Bu yolun hollowlaşma riksini sıfıra indirmeliydi ve bunun için çok dahga fazla çalışmalı ve yeni deneyler yapmalıydı.

Rik o günlük o kadar yeterli olduğuna karar verdi ve teğmenini alarak on iki takım genel ofisine geçtiler. Zaten ofis yeterince boş kalmıştı. Daha fazla boş kalmaması iyi olurdu.



3942

OUT: ohoo adam kendine teğmen yaptı XD -çakma mayuri-

benimki daha gelişmiş ondan xD

Rik uzun zamandan beri yeni araştırma yapmamıştı. Aslında uzun süre boyunca tek yaptığı şey tembellikti. Artık buna bir son vermesi gerektiğine karar verdiği için ilk iş olarak biraz araştırma yapmaya karar vermişti.

Rik daha önceleri araştırdığı maske takma konusu üzerinde daha çok çalışmaya karar verdi. Aslında elinde birkaç tane teorisi vardı. Ancak bu teorileri shinigamiler üzerinde deneyemezdi. Bu yüzden hollowlar üzerinde denemeye karar verdi. Aldığı bir hollow üzerinde deneyler yapmaya başladı. Kısa süre sonra hollow çığlıklar içinde parçalanmıştı. Rik bunun nedeninin ruh parçacıklarının bir bütün halinde kalma yeteneğini kaybetmesinden meydana geldiğini düşünmüştü ve bu yüzden buna karşı bir çözüm bulması gerektiğini düşünüyordu. Rik uzun süre hem araştırma yaptı hem de deneylere devam etti.

Rik biraz daha araştırma yaptı ve bir çözüme benzer yol buldu. Ancak sonuçta bu da teoriydi ve çalışacağı belli değildi. Rik hollow üzerinde deneye başladı. Hollowun etrafında siyah bir reaitsu kümesi oluştu ve kısa süre sonra hollow çığlıklar atarken Rik'in önünde gözükmeye başladı. Hollowun maskesinin çene kısmı yoktu ve hollow büyük bir reiatsu salıyordu. Rik şok olmuş karşısında duran hollowa bakıyordu. Bir maske çıkarmanın hollowun güçlerini bu kadar arttıracağına inanamıyordu. Ama aynı şey bir shinigamiye yapılsa hele de bir kaptana yapılsa müthiş bir güç açığa çıkabilirdi. Zaten Rik kaptanların en iyisi olduğunu düşünüyordu. Bir de o gücü elde etse vasto lord lar bile Rik'e karşı aciz birer sinekten başka bir şey olmazlardı. Rik sinsi bir gülümseme ile karşısındaki hollowa bakmaya başladı. Hollow kısa süre sonra etrafa ayak uydurmuştu ve Rik'e kızgın kızgın bakıyordu.


hollow birden gözden kayboldu ve Rik'in arkasında belirdi. Rik buna inanamıyordu. İlkkez shunpo kullanabilen bir hollow ile karşılaşmıştı. Bu da hollowların maske çıkarınca shinigamilere benzer güçler kazandığı anlamına geliyordu ki bu şekilde maske takan shiniami de hollow güçleri kazanabilrdi. Rik'in gülümsemesi biraz daha arttı.

Hollow büyük bir çığlık attı ve yere yığıldı. Rik saliselik bir anda hollowu ortadan ikiye bölmüştü ve hollow parçalanarak yok oldu.


Rik başka bir hollow üzerinde de denemeye karar verdi. Rik'in farkettiği bir şey vardı. Zayıf hollowlar üzerinde ne kadar uğraşırsa uğraşsın onlar parçalanıyordu ancak ruh enerjileri arttıkça parçalanmaları azalıyordu. Bu yüzden elinde bulunan en güçlü hollowları aldı. Bu hollowlar neredeyse menoslar kadar güçlüydüler ama o seviyeye ulaşamamışlardı. Rik deneyi başlattı. Hollowun etrafını mavi bir reaiatsu sardı. Bu reiatsunun rengi neredeyse beyazdı ve Rik'in reiatsusunun rengini andırıyordu. Rik bu hollowun dönüşümünün uzun süreceğini biliyordu. Hollow güçlendikçe bu süre artıyordu. Rik salondan ayrıldı ve takım işleriyle uzun süre uğraştı.

Aradan üç dört gün geçtikten sonra geri geldiğinde hollowun dönüşümünün tamamlanak üzere olduğunu gördü ve biraz da hollowun yanında bekledi. Hollowun etrafındaki kozayı andıran mavi reiatsu çatladı ve bir gorili andıran hollow belirdi. Hollowun maskesinin büyük kısmı kırılmıştı ve devasa bir reaitsusu vardı. Hemen hemen bir teğmen kadar güçlüydü bu hollow.

"Enterasan...." Rik hollowun etrafında dolaşarak hollowu inceliyordu.

"Bakudou #61: Rikujoukouro" Hollow bir hamle ile Rik'e saldırmayı denedi ancak geç kalmıştı. Hollow artık kıpırdayamıyordu. Rik bu şekilde ne kadar dayanabileceğini merak ettiği için hollowu yeraltı çalışma merkezine taşıdı ve oraya kilitledi sonra da çalıma merkezi üzerinde koyduğu reiatsu saklayan mühürleri tek tek kaldırdı.

Rik araştırmasının iyi gittiğini düşünerek mola vermeye karar verdi. Takım salonuna gitti ve kendisine bir bardak çay koyarak dosyalara gömüldü.

Hak-Kan 12. Takım'ın ofisine girmek üzereydi. 12. Takım kaptanıyla acil konuşması gerekiyordu. Eline bir adjuchas geçmişti. Bununla ilgili onunla görüşecekti. Daha önce 12. Takım Kaptanını hiç görmemişti. Acaba nasıl biriydi..?? Bu düşünceler arasında ofise girmek üzereykn önüne biri çıktı. Omzunadaki işarete göre 12. Takım Teğmeniydi. Hak-Kan içeriye girmek istediğini, kaptanlarıyla çok önemli birşey görüşmek istediğini söyledi. Ama teğmen buna izin vermedi, rütbesini sordu. Hak-kan daha yeni olduğunu ve henüz herhangi bir rütbesio olmadığını, ama kaptanlarıyla görüşmek için gerçekten geçerli bir nedeni olduğunu söyledi. Teğmen, ne konuşacaksan benimle konuşabilirsin, dedi.. Elimde bir adjuchas var, bununla ilgili konuşmak istiyordum dedi.Teğmen şaşırdı, adjuchas mı? dedi. Hak-kan başını salladı. Teğmen Hak-kan'a içeri girebileceğini söyledi. Hak-kan kapıyı açtı, içeriye girdi.. 12. Takım haorisini giymiş olan kaptanı gördü. Afedersiniz? dedi. Kaptan arkasını dönerek ona doğru baktı. Hak-kan onun yüzünü görünce bir garip oldu.. Hak-kan'ı ölümden kurtaran kişiye çok benziyordu.. Hak-kan ona bakakaldı.. İstemeden ' Siz? ' diye sordu..

-1151

"Enteresan birisin... Bir takımın ofisine kapıyı çalmadan girebilecek kadar enteresan..." kaptanın sesi çok soğuktu.
"Ne istiyorsun?" Rik konuşurken bir yandan da yavaşça yürüyerek masanın üstünde küçük bir kavanoz içinde duran ve bir insanı andıran küçük hollowu incelemeye başladı.

284

Hangisi hakkında konuşmalıydı? Adjuchas'tan mı bahsetmeliydi, yoksa antrenman alanındaki olay hakkında mı? Hayır böyle soğuk birinin onu kurtarmasına imkân yoktu. Olsa bile kaptanla arkadaşıymış gibi konuşamazdı.. Evet adjuchas hakkında konuşmalıydı.. Bu düşünceler arasında..
'Enteresan birisin... Bir takımın ofisine kapıyı çalmadan girebilecek kadar enteresan...'
Sözleri de bakışları kadar soğuktu..
'Ne istiyorsun?'
Çok özür dilerim efendim, affedin. Henüz yeniyim ve nerede nasıl davranacağımı bilmiyorum.. Elimde bir adjuchas var. Onu Rukongai 17. Bölgede ele geçirdim. Onun orada ne işi olduğunu bilmiyorum. Bunu öğrenmeniz için, ve üstünde araştırma yapabilmeniz için size teslim etmek istiyorum..
Hak-kan yine ters ve soğuk bir cevap beklemeye başladı.. Gözü kaptanın üstündeydi.

-810

Rik adjuchas kelimesini duyunca elinde kurcaladığı kavanozu yerine bıraktı ve yerde yatan hollowun yanına doğru yaklaştı.
"Bu mu?" Rik eğildi ve ayağıyla hollowu hafifçe dürttü ancak hiç bir tepki yoktu. Rik arkasını döndü ve tekrar masanın yanına giderek kavanozu eline aldı. Kavanozu havaya kaldırdı ve kavanozdaki hollowla adjucas göz teması kurdu.

"İlginç...." Kavanozdaki hollow kendini cama vura vura dışarı çıkmaya, adjucasa ulaşmaya çalışıyordu. Kavanoz çok sağlamdı ve hollow kıramıyordu. Rik ve shinigami kavanoza odaklanmışken şiddetli bir reiatsu hissedildi. Bu reiatsu ofiste bulunan adjucastan geliyordu. Sonunda o da hollowa tepki vermeye başlamıştı. Adjucas yavaşça ayağa kalktı. "Sonunda buldum seni enkebit" adjucas basit bir hareketle onu bağlı tutan iplerden kurtuldu. İplerden kurtulması için saldığı reiatsu ofiste şok etkisi yarattı ve kavanoz da dahil camları kırdı. kavanozdan kurtulan hollow shinigamiye doğru dönerek sağ eliyle boğazını sıkar gibi yapmaya başladı. Shinigami adeta nefes alamıyor sadece debeleniyordu. Aslında enkebit sadece bir el boyundaydı ve shinigamiyle direk teması yoktu ama yinede nasılsa shinigami boğazını tutuyor ve yerde debeleniyordu.
"off offf....." Rik'in canı sıkılmıştı. El bebek gül bebek düzenlediği ofisi darmaduman olmuştu.
Enkebit ve hollow birden yere yığıldılar. Üzerlerinde çok yoğun bir baskı oluşmuştu aniden ve bunu yapan kaptan Rik'ti. Kendi bulduğu bir yöntemle reiatsuyu sadece odaklandığı şeylerin üzerinde yoğunlaştırıyordu ve çevredekiler ölümcül yaralar almıyordu. Yine de saldığı reiatsu çok fazla olduğu için shinigami de biraz zorlanmaya başladı. Bir kaç saniye sonra Enkebit de adjucas da parçalanarak yok oldular.

"Hey sen... Amacın beni öldürmek mi?" Rik yerde yatan shinigamiye eğildi ve eliyle kafasına vurmaya başladı.

1883

Hak-kan'ın Etrafı kırık camlarla, yerlere akmış değişik sıvılarla dolu, ürkütücü bi atmosfer.. Sonra kaptan kafasına vurdu..
Tamam, tamam canlıyım efendim. dedi, ve öksürerek ayağa kalktı. Silkindi.. Kaptandan özür diledi.. Etraf gerçekten perişan olmuştu. Bunun kendi suçu olduğunu düşünmüyordu aslında, ama yinede biraz suçluluk duygusu vardı içinde.Ne diyeceğini tam olarak bilemedi, keşke daha iyi bir şekilde adjucuhası bağlasaydı. Ama kidou yapamıyordu, ne yapabilridi ki? Bir an önce oradan çıkmak istiyordu, çünkü kaptanın ona kızacağını biiyordu.. Ayrıca oraları ona süpürtebilirdi.. Süpürmek lazımsa 4. Takım'dan bulsun! Evet oradan hemen çıkmlıydı.. Bir kez daha özür dileyerek oradan ayrılmak istedi.

-735

"Madem canlısın hareket et de emin olalım." Rik dolaptan çıkardığı bir süpürgeyi aldı ve shinigamiye uzattı kendisi de sandalyesini biraz temizledikten sonra yerine oturdu.

Bunun olacağını tahmin ediyordum, keşke ölseydim.. herneyse artık temizlemek zorundayım.. Mide bulandırıcı yerde iğrenç sular, hollow kolu bacağı.. Kabus gibi.. Off..
Hak-kan uzun saatler ardından temizliği bitirdi.. Çok yorulmuştu.. O buraya temizlik için değil savaş için gelmişti.. 12. Takım kaptanına adı herneyse çok kızgındı.. Amaa buraya olanlar onun hatasıydı, kaptanın da kendi temizleyemeyeceğine göre.. Neyse..
Süpürgeyi yerine bıraktı, ve bitkin bir halde kaptanın yanına gitti, çıkmak için izin istedi, artık izin veermezse flashsteple kaçmayı yada cehennem kelebeğiyle kaptanında yardım istemeyi bile düşündü..


-652

"Hala gidebileceğini düşünüyorsun değil mi?" Rik kafasını iki yana sallayarak ayağa kalktı ve masanın hemen yanında duran ve 1 metre yüksekliğindeki bir makineden iki bardak çay koydu.
"Bunu içmeden gitmeyi düşünme bile! Bu bir emirdir." Rik sert bir ifadeyle çayı shinigamiye uzattı.
"Sanırım daha önce tanışamadık. Ben 12. Takım kaptanı Rikata Kita." Rik gözlerini kısarak gülümsedi.
"Hadi kendi ismini söylemeyecek misin? Bu çok kaba bir harekettir biliyorsun değil mi?" Rik merakla shinigamiye baktı.

'Hala gidebileceğini düşünüyorsun değil mi?' Tanrım.. Çıldırmak üzereyim, bu adam nasıl biri böyle..
Bunu içmeden gitmeyi düşünme bile! Bu bir emirdir. Hak-kan çok şaşırdı, kendine gelip çayı aldı..
Sanırım daha önce tanışamadık. Ben 12. Takım kaptanı Rikata Kita. Karşısındaki o soğuk kişiden eser bile kalmamıştı.. Sıcacık gülümseyen yüzüyle konuşmaya devam etti..
Hadi kendi ismini söylemeyecek misin? Bu çok kaba bir harekettir biliyorsun değil mi?
E-evet. Özür dilerim. B-ben 1. Takım'dan Hak-Kan Yomamura. Çok memnun oldum Kaptan Kita. Sizinle tanışmak benim için bir şeref.. Bu reiatsu bu yüz, artık emindi. Onu kurtaran kkişi kesinlikle o'ydu.Ama bunu söylemek istemedi, ne de olsa o bi kaptandı.. Unutmuş bile olabileceğini düşündü..Bunları düşünürken leziz çayını yudumladı..

-895

"Haa... bu ne resmiyet? Boşver gitsin. Bu arada bana sadece Rikata desen yeterli olur. Ben alışık değilim bana kaptan diye hitap edilmesine... Ama Rik-sama diye hitap edebilirsin ya da Rik-san... Aslında Rik-sensei de olabilir ama onun için sana bişiler öğretmem gerekir.... En iyisi Rikata ya da Rik-sama de..." Rik çayını içerken bir yandan da sürekli konuşuyordu. Normalde çok konuşan biri olmasa biraz önce yaptıkları yüzünden Hak-kan ı rahatlatmak istiyordu. Ne de olsa kendisini çok ciddi ve soğuk bir kaptan olarak göstermişti ve ilk izlenimler önemlidir.
"Başını şişirdim galiba. Bir bardak daha ister misin?"

Hayır, aksine. Muhabbetten çok keyif alıyorum Kita-taicho.. Rikata'nın bakışlarından hatasını anladı.. Yani Rik-sama demek istemiştim.. Hak-kan Rikata'nın biraz dengesiz olduğunu düşündü.. Az önce taş kalpli buz gibi biri, şimdi kaptan olmasına rağmen, güler yüzlü, konuşkan ve içten biriydi.. Hangisi gerçek yüzüydü? Hangisi gerçek Rikata'ydı? Ama Hak-kan bu hâlini daha çok sevmişti.. Evet, izninizle bir bardak daha alabilirim. Kendini garip hissetti, 1. Takım'dan olmasına rağmen kendi kaptanını tanımıyordu.. Başka takımın kaptanıyla ise karşılıklı çay içiyordu. Bu işte sanki bir gariplik vardı.. Bunları düşünmeye başlayıp, tatlı sohbetine geri döndü..

-716

OUT: iki yere birden yazma. >_> burdakini tamamen bitirince gönderseydin sake cennetini...

"Eeee anlat bakalım hangi sınıftan ne zaman kimden mezun oldun?" Rik bir yandan çay koyarken bir yandan da konuşuyordu.
"Hala alışamadın mı? Rahat ol sıkma kendini. Şu an bi kaptanla konuştuğunu unut." Rik üstündeki haorinin etkisini bildiği için haorisini çıkardı ve görülmeyecek bir yere kaldırdı.
"Umarım böyle rahat edersin." gerçekten de artık Hak-kan daha rahat oturmaya başladı.
"Şimdi kendinden bahset hadi."

Sınıf 2'den mezun oldum. Kısa boylu bir kız beni mezun etti, kim olduğu hakkında bir fikrim yok. Şimdi o sııf kapandı, Sınıf 1'de yeni bir sınıf oluşturulmuş herhalde.. Henüz yeni mezun oldum, daha yeniyim ben. Zaten anlamışsınızdır.
Hak-kan artık karşısındakinin bir kaptan olduğunu unutmuş gibiydi, gevşemişti. Sanki iki arkadaş muhabbet ediyordu.

Böyle daha iyi efendim çok teşekkür ederim..
Kendimden mi.. Aslında bahsetmeye değecek pek bir şey yok. Rukongai'de yaşardım. Ben ve büyükbabam. Annemi ve babamı tanımıyorum. Beni büyükbabama bırakmışlar, ben henüz bebekken. Bir daha onları hiç görmedim, merak da etmedim. Büyükbabam zaten benim herşeyimdi. O bana hem anne hem babaydı. Mahalledeki çocuklar, neden bilmem, benden korkarlardı.. Yalnız büyüdüm diyebilirim.. Birgün, o talihsiz gün, o günü asla unutmayacağım, büyükbabam bir hollow'un saldırısına uğradı, ve hayatını kaybetti. O hollow'u gören olmadı.. Büyükbabam öldü, ama sıradan bir olaymış gibi herkes hayatına devam etti, hollow'u aramaya da gitmediler.. Benim ne olacağımı da düşünmediler.. O gün Shinigami olmaya karar vermiştim. Hollow'ları öldürecektim, insanları koruyacaktım. İnsanların sevdikleri insanlara zarar gelmesini önleyecektim. Daha fazla çocuk ağlamayacaktı, başka büyükbabalar ölmeyecekti. İşte şimdi ,buradayım. Artık bir shinigamiyim ve bir takıma üyeyim. Üstelik bir kaptanla çay içiyorum. Hak-kan'ın gözleri biraz doldu ve bir müddet sustu. Boğazında bir acı varmış gibi elini oraya götürdü.. Kendini toparladı..
Çok üzgünüm, sizin de canınızı sıktım..

-1622

"Heyy ne o mız mız kızlar gibi ağlayacak mısın?" Rik avucuyla Hak-kan'ın başını eziyordu.

Çok üzgünüm, sizin de canınızı sıktım..
"Boş ver düşüneceğin son kişi ben olayım. Kötü bir başlangıç yapmışsın ama eminim bundan sonra hayatın daha iyi geçecektir. Bu arada o kısa boylu bücür Meiki oluyor. 1. Takım kaptanı. Yer cücesi olduğuna bakma neredeyse benden bile güçlü diyebilirim." Rik biraz duraksadı. Hak-kan'ın yüzüne bakarak konuşuyordu. Her zaman yaptığı gibi gözlere odaklanmıştı.
"Hatta daha güçlü galiba" Rik kocaman gülümsedi.
"Biraz şımarıktır ama iyi kızdır. Görürsen selamımı söyle." Rik tekrar gülümsedi.

Umarım daha iyi geçer, teşekkür ederim. Meiki.. 1 Takım kaptanı.. Yani o.. Benim takım kaptanım.. Keni kaptanım beni eğitmiş.. Bunu şimdi öğreniyorum.. Sayenizde kaptanımın kim olduğunu öğrendim.. Bu güzel muhabbet için teşekkürederim. Müsaadenizle, ben buradan sake salonuna gidiyorum.. İyi çalışmalar, teşekkürler.. Hak-kan ağır ağır ayağa kalktı, ve eğilerek selam verdi.. Ofisten çıktı ve sake salonuna doğru yola koy uldu. Bu muhabbet ona çok iyi gelmişti. Uzun zamandır birisiyle konuşmuyordu...

-520