Hoshi Mamoru

Meiki ve arkasındaki iki erkek ve bir de kucaklarındaki acı çeken kız… Meiki kıza bir kez daha baktı. Akademide gözleri açıktı ama şimdi kapalıydı. Hayır ölmemişti. Böyle hafif bir yara ile ölemezdi. Ama Meiki kızın çok acı çekiyor olduğunu tahmin ediyordu. Büyük ihtimalle bayılmıştı.

Geldik tedavi merkezi burası.

Kapıyı iterek büyük bir hışımla içeri girdi. İçerde 4. takımdan yeni eski bir sürü shinigami oradan oraya koşturuyordu. Boşta olanlar hemen Meiki’ye doğru yaklaştı.

Yaralımız var başından darbe aldı.

İki sıska çocuk hemen bir sedye getirdi. Kızı yavaşça sedyeye bıraktılar. Hemen özel bir odaya götürdüler. Meiki ve adlarını bilmediği diğer iki adam peşlerinden gitti. Ama maalesef kapıdan içeri almadılar. 5 dakika sonra mavi uzun saçlarını ince örgüler halinde örmüş güzel yüzlü bir kadın çıktı. Meiki’yi görünce şaşırdı.

Me-Meiki-sama…

Meiki kadına baktı. Sanırım onu daha önce geldiğinde görmüştü… ya da Shiro’nun yanında görmüş olmalıydı. Adini bir türlü hatırlayamıyordu.

Çok önemli bir şeyi yok. Başına dikiş atik ve bir güzel sardık. Şu anda dinleniyor zaten. Uyanınca biraz ağrı hissedecek. Ama hemen ayaklanır.

Çok önemli bir şeyi yok… Korkacak bir şey yok demek ki… Meiki içine bir rahatlama dolduğunu hissetti. Buraya gelene kadar kıza baktıkça içinde bir burukluk hissediyor kendini suçlu hissediyordu. Belki de öğrencilere gerçekten çok değer verdiği içindi. Öğretmenliği itiraf edemese de seviyordu.

Teşekkürler.

Mavi saçlı kadın gülümsedi. Yeşil gözleri yakıcı bakıyordu. Sanırım Meiki deki tedirginliği sezmişti.

Biraz çay ister misiniz Meiki-sama?

Oi… Meiki susadı mı sadece sake içerdi… Şu anda aklini dağıtmak için sıcak çay yerine sake’ye ihtiyacı vardı. Sake cennetinde olabilseydi ne güzel olurdu. Ama tedavi merkezinde sake’de isteyemezdi değil mi? O halde sake cennetine gidecekti.

Hayır, teklif için sağ ol.

Dedi. Ve ayaklandı. Bütün bu cümbüş onu yormuştu. İstediği tek şey sake, sake ve biraz daha sake idi. Ah… Peki ya öğrenciler ne olacaktı. Hmmm… Anlaşılan akademiye geri döneceğim diye düşünürken aklına bir fikir geldi. Rik’e devredebilirdi. Bir cehennem kelebeği yollayarak Rik’e Akademide kendi sınıfındaki öğrencilerin eğitimi tamamlamasını istediğini söyledi.
Daha sonra iki adama döndü.

İçerdeki kız iyileşince bana haber verin.

Yavaşça kapıya doğru giderken mavi saçlı tedavicinin sesini duyarak irkildi.

Meiki-sama ayrılıyor musunuz?

Meiki evet anlamında başını salladı. Zaten tedavi merkezini hiç sevmezdi. Burası ona uğursuz geliyordu ve kendini kötü hissediyordu. Dışarı çıkmadan önce kıza el salladı. Şimdi gideceğiler ise kendini en rahat hissettiği tek yer olan sake cennetiydi…

2714

Mavi saçlı tedavici kız sensei’yi tanıyormuş gibi görünüyordu. Kim bilir beklide önceden onu da eğitmişti.

Biraz çay içer misiniz?

Elbette.


Ben ve yanımdaki uzun boylu,kel,genç ve stresli gözüken adam
çay ikaramını kabul ettik. Sensei ise geri çevirdi.


Caine yanındaki uzun boylu,genç ile konuşmaya başladı.

Bir süre sonra Sensei ayağa kalktı. Anlaşılan bir yere gidecekti. Yoksa akademiye geri mi dönecekti?
Sıkıntılı görünüyordu. Daha sonra ilk defa gördüğüm bir teknikle yani bir
cehennem kelebeği ile mesaj yolladı. Ardında bize döndü ve:

İçerideki kız iyileşince bana haber verin.

Dedi. Yanımdaki ve ben birbirimizle bakıştık.

Hai Sensei!


Caine ve yanındaki uzun boylu,genç kızın uyanmasını beklediler bir süre sonra

Caine yanındaki genç tedavi merkezinden ayrılarak akademiye gittiler.



840...

Hoshi gözlerini açtı. Etrafına baktı. En son hatırladığı şey.. Aslında en son birşey hatırlamıyordu. Ona ne olduğunu bilmiyordu.. Yanında 4. Takım'dan biri vardı. Gülümseyerek ona bakıyordu, Hoshi daha sorusunu sormadan.

Sanırım akademide biri tarafından yaralanmışsın. Kaptan Meiki seni buraya kadar getirdi. Şimdi durumun iyi. İstediğin zaman akademiye dönebilirsin.
Te- teşekkürler.. Hoshi yataktan kalktı, yandaki sehpasının üzerinden zanpaktousunu aldı. Akademeye doğru yola koyuldu..

-532