Fırtına öncesi sessizlik...

Fırtınadan önce sessizlik buna deniyor sanırım. Saat daha geç olmadı. Ancak tüm ruhlar evlerine kapanmış. Büyük Komutan daha kimseye bişey dememişti. Acaba ruhlar savaş olacağını nasıl duydu? Herkes evlerinde korku ve telaş içinde bekliyor. Acaba yarın ne olacak. Yenilecek miyiz? Çok büyük bir hollow ordusunun geleceği söyleniyor. Acaba doğru mu? Eğer doğruysa Seireitei düşebilir. Şu anda kaptan durumu çok kötü bir kaç tane kaçtan var. Eğer kaptan sayısı az olursa yenme oranımız düşüyor. Ailemi koruyamadım ancak buradaki ruhları koruyacağım. Hava karanlık ama bulutların hareketlerini görebiliyorum. Bu akşam dolunay var. Sanki etrafı bir huzur kaplamış. Kavak ağaçlarının hışırtısı. Ancak bu bir sahte sessizlik. Bunun altında gerçekten büyük bir tehlike yatıyor. İşimiz zor. Ama ne olursa olsun bu ruhların hayatı bana bağlı. Dolunayın ışığı diğer evlere yansıyordu. Dolunaya baka baka yine düşüncelere gitmişti. Acaba babam nasıl. Aslında onun adına seviniyorum. Hollowlar Seireitei saldıracaklar bu yüzdende dünyaya giden hollow sayısında azalma olmuş olabilir. Aah! Sanırım buraya dönmek için yanlış zamanı seçtim. Savaştan kaçtığımdan değil ama annem ve kardeşlerim öldüğünden beri savaştan nefret ediyorum. Ancak bu savaş sıradan bir savaş değil. Herkesi koruyacağıma hayatım pahasına söz veriyorum. Artık gitmeliyim. Sanırım biraz sake içicem. Rukongai sokakları yine tozlu. Rüzgar estikçe yerdeki tozlar savruluyor. Buranın kötü bir havası var. İnsanlar shinigamilerden nefret eder. Ama yinede bu bölgeyi yanlızlığa terkedemem. Herşeyden önemlisi eğer hollowlar buradan geçerse Seireitei'ye daha kolay ulaşacaklar. Bunu göze alamam. Bunu bilerek ölüm meleği olduk. Ölmeyi göze alarak. Şimdi bu insanları ölüme terkedip ölümden kaçamam. Yarın oraya gidip bir erkek gibi savaşmalıyım.
Şimdi sanırım biraz sake içmeliyim. Neden bilmiyorum ama sake içmek hep beni yumuşatır. Ne zaman sinirlensem sake içerek keyfim yerine gelir. Rüzgar yüzünden kavak ağaçlarının hışırtısı devam ediyordu. Yanımda koskocaman duvarları olan evler vardı. Dışardan bakınca çok sağlam görünüyordu. Ancak yarın bunların hepsinin tek tek yıkılacağını biliyordum. Şimdi ben ne mi yapıyorum? Kederli bir şekilde sake cennetine gidiyorum...