Küçük bi çarpışma...

Hollowların Soul Society'ye geçebilmesi için öncelikle Dünya'ya gitmeleri gereklidir. Hueco Mundo'dan bir garganta yardımı ile ayrık dünya'ya ulaşırlar. Ayrık Dünya aslında Shinigamilerin kullandığı Senkai Kapısının içidir. Bir ucu dünya'ya bi ucu ise Soul Society'ye bağlıdır...

İlk savaş dünyada gerçekleşti. Önden gönderilen bir grup shinigami hollowlara yenilmiş ardından takviye grupta onlarla beraber yenilgiyi tatmıştı. Ardından ikinci savaşta hollowlar Soul Society'ye varmış ve Rukongai sokaklarını karıştrmışlardı. Çok fazla kan dökülen bu savaşta her iki tarafta çok sayıda ruh kaybetti. Bu savaş ise beraberlikle sonuçlandı. Ancak hollowlar durmadı. İlk olarak az sayıda bir Arrancar ekibi gönderdi. Arrancar ekibi seireitei'ye girmeye çalışacaktı. Ancak grubun içinden bir kişi nasıl olduysa sızmayı başarmıştı. Bu Arrancar çok sessiz görünsede aslında kan dökmeye bayılıyordu. Rukongai sokaklarında dolaşmaya başlayan Arrancar rasgele çevredeki ruhları kesiyordu ve inanılmaz derecede psikopat kahkahalar atıyordu. ''Hahahahaha! Hahahahaha! Hahahahaha! Shinigamiler neredeyse burada olur. Böyle giderse iyi bir savaş yapcakmışım gibi görünüyor. Nerdesiniz Aptal Shinigamiler! Hadi gelinde biraz eğlenelim. Hahahahahahah!'' Arrancar rasgele ruhları kesiyordu. Rukongai sokaklarının neredeyse çeyreği kan olmuştu. O sırada ''Sanırım bir şey hissettim. Shinigamiler buraya geliyor olmalı. Sanırım iyi bir savaş beni bekliyor. Hahahahahahahaa!''

Şu hollowlarla yaptığı savaş beraberlikle sonuçlansa da bu Kiyoshi için yeterli değildi. Hollowları hafife almanın bedeli ağır olmuştu. Ama nereden bilebilirdi ki hollowların bu kadar güçlü olabileceğini. Ah ah. Mutsuzlukla geziniyordu Kiyoshi rukongai'nin harap olmuş sokaklarında. Neden yenememişti ki şu hollowları. Oysa ki kendine çok güvenirdi savaş konusunda ama olmamıştı. Ölü pluslar dikkatini çekti. Genç, yaşlı plusların hepsi yerde kanlar içinde yatıyorlardı. Ne kadar içinde zerre kadar acıma duygusu olmasa bile içi burkulmuştu. Üzüntü, yıkım üstelik masumdu pluslar. Shinigamilerden nefret ederlerdi ama suçsuzdular böyle ölmeyi hak etmemişlerdi. Eskiden tertemiz pırıl pırıl olan bu sokaklar ne kadar çabuk bir harabe halini almıştı. Binalar ne zaman yıkılmış, yollar ne zaman çatlamış, gerektiğinde kendilerinden bir hayli daha güçlü shinigamilere kafa tutan pluslar ne ara korkudan kaçıp saklandıkları yerde hollow saldırısıyla ölüp gitmişti. Savaşı kaybetmemiş olabilirdik ama büyük bir kayıp vermiştik. Acıyı hisseti o an. Yüreğindeki ve bedenimdeki acıyı. Yığılıp kalmış olduğu yerden yavaşça kalktı. Artık rukongai için yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Zaten diğerleri de gitmişti tek o kalmıştım burada. Üzülmek yersizdi en iyisi çekip gitmekti buradan her zaman yaptığı gibi üzüntü ve yıkımın yaralarını arkada bırakmak. Yürürken bir ses duydu. Bir kahkaha sesiydi duyduğu ama bu ses hiç de normal bir kahkaha sesine benzemiyordu. Korkunç ve tiz bir sesti insanı korkutmaktan çok sinir eden bir ses. Arkaınsı dönüp sesin kimden geldiğine baktı. Bu bir shinigami değildi olmasını da beklemiyordu zaten. Sis nedeniyle tam olarak yüzünü göremese de mavi saçlarını ve uzun geniş kanatlarını fark etmişti. Evet bu bir hollowdu. Kiyoshi içinden bir of çekip geri döndü. Savaşmayı severdi ancak pek de savaşacak hali kalmamıştı doğrusu.
''Hahahahaha! Hahahahaha! Hahahahaha! Shinigamiler neredeyse burada olur. Böyle giderse iyi bir savaş yapcakmışım gibi görünüyor. Nerdesiniz Aptal Shinigamiler! Hadi gelinde biraz eğlenelim. Hahahahahahah!'' diye manyakça bağırıyordu. Yavaşça onun yanına gitmeye başladı. Güçlüydü belki ama yine de onu yenebilirdi. En azından egosu sayesinde böyle düşünüyordu.

'Sanırım bir şey hissettim. Shinigamiler buraya geliyor olmalı. Sanırım iyi bir savaş beni bekliyor. Hahahahahahahaa!''
diye bir daha bağırdı. Bağırmaları artık sinirini bozmaya başlamıştı. Yanına gidip
'Evet geldim arrancar şu masum ruhları öldürüp de bağırmayı kes de gel birlikte savaşalım.'
dedi sakin bir sesle. Ardından buruk bir gülümsemeyle ona baktı ve kılıcını çekti.

''Yazık! Gele gele senin gibi çelimsiz bir çocuk gelmiş. Neyse seni bir test edelim o zaman ne kadar güçlüsün.'' Águila henüz kılıcını kınından çıkarmadı. Ani bir sonido ile shinigami'nin arkasında belirdi ve kolunu shinigaminin boynuna sararak boynunu kavradı. ''Hey! Bu kadarcık mı? Gerçekte çok yazık. Sanırım seni harekete geçirmem için biraz aksiyon gerekiyor.'' Águila çocuğu kendine doğru çevirdi ve sağdan, soldan suratına seri yumruklar atmaya başladı. ''Ne yani şimdiden tükendin mi? Huh! Bakalım vücudun ne kadar sağlam?'' Águila parmkalarını düzeltti ve elini çocuğun midesine doğru hızlıca götürdü. Águila'nın eli çocuğun midesine gelirse kız ağır bir yara alırdı...

Hollow birden arkasında belirmişti Kiyoshi'nin. Böyle bir hamleyi bekliyordu aslında.Hollow Kolunu onun boynuna doladı. Bunu yapmasının amacı neydi acaba? Onu boğmak mı? Şimdi hemen arkasındaydı ve bir şeyler yapması gerekirdi. Geç de olsa toparlanıp kendine geldi. Savaşı severdi aslında neden bu kadar formdan düşmüştü ki.
''Hey! Bu kadarcık mı? Gerçekte çok yazık. Sanırım seni harekete geçirmem için biraz aksiyon gerekiyor.'' dedi hollow herzamanki o sinir edici sesiyle. Ardından kendine doğru çevirdi onu ve yumruklamaya başladı. Kendine doğru çevirip yumruklaması pek etkili olmamıştı ve hala devrilmemişti. Ama sürekli yumruklanmak da sinirini bozmaya başlamıştı.
''Ne yani şimdiden tükendin mi? Huh! Bakalım vücudun ne kadar sağlam?'' dedi hollow yumruklamasının ardından verdiği kısa süreli nefes arasında. Sonra midesine doğru sert bir yumruk indirdi. Demek vicudun ne keder sağlam mı derken bunu kastetmişti diye düşündü Kiyoshi. Yediği yumruktan dolayı ağzından hafifçe kan gelmişti. Ağzına gelen kanı sert bir şekilde yere tükürdü. Kılıç savaşında iyi olmasına rağmen yakın dövüşte gerçekten çok kötüydü. Bu yüzden hollowla yumruk yumruğa kavga etmek istemiyordu. Hemen toparlanıp kendine geldi. Çok da güçsüzleşmemişti aslında sadece biraz yorgunda. Ama artık o eski gücü yavaşça ona geri dönmeye başlamıştı.
Hadou No.54 Haien! diye haykırdı. Bu saldırının hollowu durdurmaya ya da etkisiz hale getirmeye yetmiyeceğini biliyordu. Üstelik onun kadar güçlü bir hollow u ama yine de belki de tepkisini ölçmek için bu saldırıyı yapmıştı. Sonra da bir kahkaha attı. İçinden
'Bakalım bu saldırı karşısında sen ne yapacaksın.' diye düşündü

Hadou No.54 Haien! diye haykırdı. Bu saldırının hollowu durdurmaya ya da etkisiz hale getirmeye yetmiyeceğini biliyordu. Üstelik onun kadar güçlü bir hollow u ama yine de belki de tepkisini ölçmek için bu saldırıyı yapmıştı. Sonra da bir kahkaha attı. İçinden
'Bakalım bu saldırı karşısında sen ne yapacaksın.' diye düşündü.

''Huh! Kidou mu? Bir kidou'mu beni durduracak!'' ''GRAN REY CERO!'' Gran rey cero rakibin yaptığı kidou'yu durdurmaya yetmişti. ''Bu şekilde bir yere varamayacağız Shinigami! Sanırım sana salınımı mı göstermem gerekecek. Ancak unutma ki salınımımı açtığım anda kazanma şansın yarı yarıya inecek. Biliyorsun ki bizim salınımımız Ban-kai'ye eşdeğer. Başlıyorum!'' ''Resurrection. Blow Fénix!'' Rukongai'nin tozlu sokaklarında yapılan bu Salınım her yeri toz ve dumanla kaplamıştı. Dumanlar gittiğinde ise ortaya çıkan sahne korkunçtu. İki tane kırmızı göz, iki tane büyük kanat, elinde mavi bir kılıç ve suratının ortasında yara olan bir hollow ortaya çıktı. ''Hey! Reiatsu'mu hissedebiliyor musun? Gerçi hissetmemen imkansız ama neyse? Geliyorum!'' Aquila uçarak shinigami'nin yanına gitmişti. ''Sana göstermeme izin ver. Cero Oscuras! (Siyah Cero!) Bu ceroyu sadece Arrancar seviyesindeki salınım yapmış bir Hollow kullanabilir. Belki Arrancarlar bunu güçlü bir şekilde uygulayamayabilir ancak Espada'lar kullandığında dahada güçlü olur. Şimdi bunu senin üzerinde denememe izin ver.'' Aquila sonido ile shinigami'nin yanında belirdi. Güle güle shinigami. ''CERO OSCURAS!'' Cero shinigami'yi delip geçecek miydi yoksa Shinigami bu saldırıdan kurtulabilecek miydi?

Tüm Soul Society'ye yapılan bi anonsla irkildi. O sırada Aquila'nın shinigami'ye atacak olan Cerosu kendi tarafından durduruldu. ''Tüm takım kaptanları derhal ofisim gelsin. Savaş ilan edilmiştir. Tüm takımlar savaş düzeni alsın. Gotei 10 Fukutaichou'su olan Hitsuomi Toumaki ve Gotei 1 shinigamisi olan Mitsuide Takashi özel göreve gönderilecek.'' ''Bir saniye o az önce Hitsuomi Toumaki mi dedi? Evet, evet kesinlikle Hitsuomi Toumaki dedi. Aiko! Sana verdiğim sözü biliyorum. Ancak bu kadar yakınken intikamdan vazgeçemem. Senin intikamını almadan ölemem. Üzgünüm.'' ''Hey Shinigami! Gitmeliyim. Sıkı dövüşüyorsun. Ancak benim için yeterli değilsin. Hem zaten benim de görülecek bir hesabım var. Bir daha ki savaşımıza kadar iyice güçlen.'' Aquila shinigamiyi kimonosunun boğazından tutuyordu. Bir sonido ile rukongai'nin ana sokaklarından birinde belirdi ve bir shinigami'nin onu rahatlıkla bulabileceği bir yere yavaşça koydu. Shinigami yarı baygın bir şekilde yatıyordu. ''Geliyorum Hitsuomi Toumaki! İntikam için geliyorum!''


EDİTT!

OUT: Üzgünüm kiyoshi-san ama savaşta görüşürüz. Bekliyorum...

out : bazi öesajlar silindi D: buradaki rpyi bitirin 3. savaş başliği açiyorum.