Kuzey Kapısı

Seireitei'in kuzey kapısı.

1 saattir dönüp dolaştığı bu dev kapının önünde cidden sıkılmaya başlamıştı.Daha takıma yeni girmesine rağmen hemen bir görev verilmişti.Ama önemli bir görev değildi bu zaten.2 saat daha nöbet tutacak ve sake cennetine bir uğrayıp oradanda eve geçecekti.Nöbet tutarken aklna kapının arka tarafı gelmişti.Gerçekten çok sevil bir durumdaydı dışarısı."Keşke onlarda bizim gibi yaşayabilse."dedi içinden.Yürümeye devam etti beş metre sonra geri dönüp eski yerine döndü...

467


2saat ne çabuk geçmişti öyle.Ufak bir görev bitmişti ve şimdi daha iyileri gelicekti.Daha zorlu görevleri çok istiyordu yoksa neden o kadar uğraşmıştıki akedemide.Nöbetçi olmak için mi ?hıh!Fazla söylenmeden yola koyuldu ve görevi bitiridiğini söylemeye gitti.

260

Görev Raporunu sun...

sereteinin kuzey kapısında sıradan bir gün.nöbetçiler yerinde başlarında bir shinigami ve akademi öğrencisi.köy hayatı sakin.paar kurulmuş mileet alışverişini yapıyorlar.sokaklarda oynayan çocuklar vesaire.bir çok tarafta eski 13. takım kaptanı daikichi koutetsunun resimleri var.aranıyor diye.çoğu kişi tarafından öldüğü düşünülüyor.1 yıl kadar önce odasından çıktı ve kuzey kapısına gitti.o kapıdan kimsenin haberi olmadan çıktı ve bir daha haber alınamadı.bir çok kişi onu hain olarak görüyordu.ama onu çoğu kişi tanır ve severdi ondan böyle bir şey beklemezlerdi.hatta belki de sereteiyi en çok seven n shinigamiydi. senpaku adlı yelkenli gemisi çoktan hayalet gemiye dönmüştü.millet ordan korkmaya bile başlamıştı.fakat bir gün çıkan bir fırtına sonucu o gemi batmış yanlızca harabeleri duruyordu.
daikichiye ait sadece 13. takım kaptanının odasındaki tablo kalmıştı.çoğu kişi tanımıoyordu bile.en eski 3 kaptandan biriydi.ve uzun zaman önce gitmişti.onun yerine bir kaptan gelmemişt.onun gidişinden korkuluyordu çünkü gittiğinde en tecrübeli kaptandı.kendini ne kadar geliştirdiği de bilinemiyor.bu bilinmezlik insanlara korkuyu veriyor.kimi yıllar önce aizenin yaptığı gibi hollow ordusu yönettiğini bile düşündü.ama bunun hiç bir kanıtı yokltu.nöbetçiler o esnalarda ufku gözetlerken bir nesne gördüler.tam olarak ne olduğunu çıkaramadılar.bir gemi direği göründü ufukt a fakat sereteinin etrafı kum.geminin glemesi imkansız.o sırada gemi iyice netleşti.fakat nasıl gittiği anlaşılamıyorrdu hala.çok büyük bir gemiydi.bembeyaz 5 direkli.yelkenleri froraydı.gözcüler sonradan farkettti ki gemi yerden gelmiyo. geminin altında sular var o sular gemiyi kaldırıyo.suyu sereteiye kadar sürükleyen bi gemi.gemi yaklaşınca anlaşıldı ki geminin altındaki suyla da yerin bi alakası yok.gemiyi rüzgar ve su ortaklaşa taşıyo.gemi iyce yaklaştı ve hala neyin nesi olduğu anlaşılamadı.gemi surların önüne geldiğinde boyutu sereteidde gölge yapmıştı.surlardan daha yükesekti.gemi bu sebeten dolayı surların üstünden geçti.gören halk merakla yukarıya bakıyordu.o kadar görkemliydi ki.surların üstünden boş bir alana süzüldü gemi.yere indiğinde çevresini çoktan shini gamiler çevirmişti.bir çoğu shikaisini salmış neyle karşılaşacaklarını bekliyordu. gemiden önce bembeyaz tenli kumral-kızıl saçlı ela gözlü çok güzel bir kadın indi.shinigamiler hemen hücum etti.o sırada gelen hayvani reaitsu bütün shinigamileri etkisiz hale getirmeye yetti.daha sonra gemiden siyah kimonosu ve beyaz peleriniyle bir adam çıktı.pelerini 13. takım kaptanına aitti.herkes kaptanı öldüren adam olduğunu düşündü onun.çünkü kimse onu görmemişti ve nası birşey olduğunu bilmiyordu. herkes tekrar saldırmak iççn hazırlandı.bir kaç shinigami cehennem kelebekleriyle kaptanlara haber yolladı.ama o sırada yaşlı bir adam gelip shinigamileri durdurdu.
sizin gücünüz ona yetmez.o eski 13. takım kaptanı daikichidir
shinigamiler başta inanmadı fakat daha sonra anladılar.ve özür dilediler.kuzey kapısındaki bu görkemli giriş sonrasında daikichi gemisini senpakunun bulunduğu yere hareket ettirdi.geminin altındaki rüzgar senpakunun harabelerini de suya gömdü.orda artık çok daha görkemli bir gemi duruyordu.daikichi yanındaki kadının ellerini tuttu ve onu öptü.ardından yola çıktı.günbatımını onla yaşayamadığı için üzgündü.fakat seretei e dönmüştü mutlaka rapor wermesi gerekiyordu.seretei yi özlemişlti.çok uzun zamandır yoktu.ve rapor vermesi gerkein bir çok şey vardı aslında. umarıım geç olmamıştır diye düşünüyordu.

3509

OUT: eski ? O_O noluyo bide melody kim yha :S

ya gittim geldim eskimiştim yneilendim

melody sevgilim beğenemedin mi yanlızlık koyuyo

Hak-kan şu ana kadar aldığı en basit görevi almıştı. Kuzey kapısında nöbet tutmak. Sonunda bir görevde kafasını dinleyebilecekti. Zanpaktou'sunun yanında beline bağladığı sake şişesini çıkardı, kapının oraya çöktü, sakesini yudumladı. Hafif bir rüzgar esiyordu, Hak-kan huzur patlaması yaşıyordu. Hem sakesini içiyor hemde ara sıra kapıya bakıyordu. Gelen giden varmı diye. BU şekilde bir kaptana yada başka birine görünmesi pek hoş olmazdı.. Kapının biraz ilerisindeki binanın çatısından bir ses geldi. Hak-kan ayağa kalktı. Kim var orada! diye bağırdı.. Ses yoktu.. Hak-kan şüphelenmişti. Elinde sake şişesiyle binaya doğru yürümeye başladı.. Sonra çatıda bir karartı gördü.. Oradan hızlıca birşey Hak-kan'a sıçradı, Hak-kan sake şişesini kafasına geçirdi ve geriye doğru zıpladı. Zanpaktousunu hızlıca çekti. Karşısındaki apaçık bir adjuchastı. Hak-kanın göz bebekleri büyüdü, titredi. Şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.. Adjuchas birşey demeden işaret parmağını Hak-kana yöneltti. Parmağının ucunda cero oluştu.. Büyüdü , büyüdü..
Yargıla, Enshoku! Hak-kan tereddüt etmeden shikai'ye geçti. Adjuchasın cerosuna karşılık kendi saldırısını kullandı. Zanpaktou'sunun ucunda rüzgar ve etraftaki reiatsu toplandı ceroyla aynı mantık oluştu, ikisi aynı anda attı, ortada iki saldırı çarpıştı ve büyük bir patlama oldu.. Heryer duman olmuştu. HAdjuchas dumanın içinden Hak-kan'a doğru sıçradı, Hak-kan kılıcıyla onu durdurdu, karnına tekme attı, Ssonra ona doğru sıçradı tam vuracakken yanından bir ses duydu. Cero sesi, ikinci bir adjuchas vardı. Tam yanından cero atacaktı.. Hak-kan'ın buna karşı yapabilecek hiçbirşeyi yoktu, savunmasız bir mucize bekledi..

-1676

Meiki’nin cani sıkılmıştı. Yaptığı görevler ve sake cennetinde yaşadığı olaylar… Evde tek başına oturmakta geçmişi düşünmekten başka bir şey değildi. Seireitei… Burası böyleydi monoton bir yer. Ama yine de sırf eğlenceli diye rukongai günlerine geri dönmek istemiyordu… Ki zaten rukongai günleri de hiç eğlenceli değildi ya.

Acaba rukongaiye mi çıksaydı. Eskiden –yani taichou olmadan önce- arada bir kapüşonlu bir pelerin giyerek rukongai sokaklarına atardı kendini. Seireitei’ye yakin bulunan, onu çevreleyen, rukongai sokakları en iyi yerleri idi rukongai’nin. Tamamı ise sonsuzdu kesinlikle. Ama bir şekilde ne kadar gidersen git Seireitei’ye geri dönebileceğin bir her vardı her zaman.

Rukongai’de her şey şans eseriydi. Bulunduğun bölgede dâhil. Bezi bölgeleri o kadar kötüydü ki… Bir saniye bile yaşatmazlardı. Güçlüysen alırsın. Küçük çocuklar için berbat yerlerdi yani. İşte Meiki eskiden bu tip yerlere gider ve çocuklara yardım ederdi.

Kaptan olduğundan beri hayati değişmişti. En azından öyle düşünüyordu. Ama bugün değişik bir şeyler yapacaktı. Üstüne yine o grimsi uçları yitik kapüşonlu kıyafetini aldı –kapüşonunu kafasına çekti- ve kuzey kapısına doğru ilerledi.

Kuzey kapısına yaklaştığında bazı seslerin geldiğini duydu. Normalde –bu zamanlarda- kapılardan pek giriş çıkışta olmazdı. Olay desen kapılar da ne arardı? Peki, neydi bu gürültü? Oraya doğru koştu ve uzaktan hemen çok rahatlıkla söyleyeceği gibi düşük level bir Adjuchasti. O sırada orda birini gördü. Bu dün kavga ettiği çocuktu. –Hani şu kendi goteisinde ki- Çocuk shikai açtı. Vay canına diye düşündü Meiki. Kendi takımından shikaisini bu kadar rahat kullanan pek yoktu. Tam o sırada Meiki alanda başka bir Adjuchas olduğunu fark etti kendini saklıyordu. Anlaşılan ani bir atak planlıyorlardı. İyi ama neden bu ikisi hayır ne kadar çok olurlarsa olsunlar seireitei’yi deviremezlerdi.

Meiki hızlı davrandı. Çünkü şu adam diğeriyle uğraşırken anlaşılan 2. Adjuchas’i fark etmemişti ki Adjuchas cero atmak üzereydi hatta atmıştı. Houhou ile aralarına geçti ve zanpaktousu ile son anla ceroyu engelledi. Hollow –yani şaşkın bakışlar atan Adjuchas- sıçrayıp birden hollowlarin kullandığı flash step tekniğiyle kaçmaya çalıştı. Meiki’de arkasından gitti.

Ne kadar yazık çok yavaşsın.

Dedi ve ona doğru ilerledi. Hollow telaşlanmış bir şekilde kaçmaya çalışıyordu ki…

Güle güle Hollow.

Meiki hollowun önüne geçmişti. Hollow ise arkasına bakıp kaçarken önünden gelen kılıcı görememişti. Meiki bu kolay tekniğin işe yarayacağını biliyordu çünkü bu Hollow daha önce hiç savaşmamıştı ve çok toydu.

Zanpaktousunu yukarı çekip kafasını ve maskesini parçaladı. Hollow acı bir şekilde çiğlik atti ve beyaz bir ışık çıktı. Meiki rahat bir nefes aldı. Ve sonra –hala ismini hatırlayamadığı şu çocuğun yanına houhou ile gitti.

2830

out: olm bak ben uzaklaştim yanindan bu hollowla o_O tamam mi ben yok ken yen o hollowu sonra ben yanina gelmişim gibi merhaba de felan şaşir biraz. XD uzun olsun.

Adjuchas cerosunu attı, sonra aniden ceroyla Hak-kan'ın arasında biri belirdi..Zanpaktousuyla ceroyu rahatça engelledi. Hollow bu kapüşonlu kişiden korkarak kaçmaya başladı. O da peşinden gitti.. Olayı izlerken diğer adjuchası unutmuş olacak ki, son anda kaçmasaydı, artık yaşıyor olamayacaktı. Çünkü hollow fırsattan istifade hak-kan'a saldırmıştı. Hakan hollowla olan dövüşüne konsantre oldu.. İşini uzatmadan bitirmek istiyordu, o tekniği kullandı.. Kılıcını bıraktı ve kılıç toprağın içine girdi, adjuchas olup biteni şaşkınlıkla izlerken Hak-kan;
Sonsuz rüzgar hapsi! diyerek yumruklarını birleştirip baş parmağını havaya kaldırdı.
Seiretei'ye girebilme cesaretinde bir hollow olduğun için, bu tekniği görmene izin veriyorum. Şimdi burada öl ve gördüklerini unut... Adjuchas'ın etrafını daire biçiminde rüzgar kapladı, bu rüzgar ve reiatsu karışımı, bariyere benzeyen 'şey' gökyüzüne kadar uzandı..
Bitirici teknik, rüzgarların kralı Enshoku'nun gazabı! dedi, sonra o tüm hava ve reiatsu karışımı şey küçüldü ve yok oldu.. Tabii adjuchasta yok oldu.. Hak-kan kılıcını eski hâline döndürdü ve kınına soktu.. Arkasına döndü.. Ona yardıma gelen kişi de diğerinin işini bitirmiş gibiydi.. Yüzüne baktı.. O yüz.. Sake cennetinde gördüğü kızdı.. Hak-kan çok şaşırdı..
S-sen?

-1350