Yıldızsız Gecenin Son Demleri.

Yıldızsız bir gecenin ardında sakin esen hafif rüzgarlar,günün güzel bir özeti gibiydi.Canı sıkkın fakat bir o kadar da rahat havası ile yürüyordu karanlığın içindeki yollarda,arada zaman geçsin diye labirentmişcesine dolandırıyordu yolları,istediği biraz rahat dakikalardı shinigami olduğundan beri pek kafasını toplayamıştı aslında.Pek sigarasından nefes de alamıyordu,kısacası sinirleri gergindi ve sake cenneti olan bi yer kadar onu rahat hissettirecek başka hiç bir yer yoktu.Arada sesler yükselir,karanlıkta parlayan kırmızı gözleri korkutulacak kadar ciddi olurdu.Yolda gecen sessiz dakikaları adımları bozuyordu,sanki düşlerin ardındaki sır perdesinden gelen topuk sesleri gibi ürkütücü ve meraklandırıcıydı.

Düşünüyordu;yangını,anları geçmişini ve kendi adını.Bazen kendini dahi ismi ile kandırdığını düşünüyor kaşlarını çatıyordu.Geceleri gezmeyi severdi-bilhassa böyle güzel ve zifiri geceleri-,gümüş tabakasını açtı ve içinden bir tek sigara aldı.İnce piposunun ucuna taktı,kibrite benzeyen ufak bir cubuğu duvara hızlıca sürtüp sigarasını yaktı ve bir nefes cekti.''Bundan daha iyisi olamazdı sanırım''diye aklından da geçirmiyor değildi.Geceyi delen sigaranın ışıkları altında kırmızı gözündeki ciddi bakışları farkedildiğinde yol sanki boşalır gibi oluyordu.Düşündü,her nefeste,her adımda düşündü.O gün o kılıç tesadüfmüydü yoksa daha önce hiç farketmemişmiydi.Sanmıyordu.Dünyada iken en çok saklandığı yerdi kilerdeki o ufak yer.Peki ya güçleri alınan atlı ve onun zampaktou su,neden onu seçmişti.Hafızası sanki silinmişti.Soul Society;Rukongai de elinde bir katana ile dolaşıyordu-aslında daha çok sırtına asar-tabi göze batmaması da içten değildi.Tanışmaya calıştığı insanlara ismini bilmediği için hiç bir zaman söyleyemedi ta ki atlı ile,katananın ruhunu hissedip kendi dünyasında onunla konusana kadar.Katanasının adını kendi adı olarak söylemeyi tercih etti,ve her kim onun adını söylese katananın ruhsal varlığını daha çok hisseder olmuştu,fakat şu zamanda gerçek adının olmasını çok isterdi,heleki seireitei de iken.Çoğu zaman canını sıkan trajik ama ona göre biraz da komik bi olaydı bu,saçma sapan,karma karışık olmuş bir kader gibiydi ve bu yüzden gülüyordu kendine.Dudaklarından çıkan''Neyse.''kelimesi oldukça sessiz ve onun için belki bir gün anlamı taşıyordu.Sigarasından bir nefes daha cekti ve avucunun içinde söndürdü.Sırtındaki zampaktou nun hafif sesi ile yürürken farketmediği birşey vardı;bar a oldukça yakındı.''İçme zamanı''dedi kendi kendine ve adımlarını hızlandırdı...

Yolda geçen bir kaç dakikadan sonra..

İçeriye yavaşca girdi,bar masasına doğru yürüdü,hoş bir kız vardı karşısında.Sırtındaki katananın kabzasına sertce elini attı ve çekti,gözler belki üzerine çevrildi belkide çevrilmedi ama War,sakinliğini ve ciddiyetini gayet başarılı bir biçimde koruyor,kimseye aldırmıyordu.Kınını ise sırtının altından bel kuşagının altından hızlıca cekti ve hızlı bir el haraketi ile çevirip katanayı kınına geri sokup masanının kenarına koydu.İstediği tek şey vardı''Güzel bir Votka lütfen,yoksa sert bir sake de olabilir.''sesi gayet ciddi ve sakindi.Ama bugün içmeye de kararlıydı belki sabahı edecekti ama yinede içecekti.