Bleach RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Tarim Otoribashi RP puanlatma

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
ASDfasdf asdfasdf
Adjuchas



Erkek
Mesaj Sayısı : 50
Yaş : 34
Ruh Hali : Tarim Otoribashi RP puanlatma Kara10
Kayıt tarihi : 01/04/12

Karakter
Zanpakutou:
Puan:
Tarim Otoribashi RP puanlatma Left_bar_bleue70/100Tarim Otoribashi RP puanlatma Empty_bar_bleue  (70/100)

Tarim Otoribashi RP puanlatma Empty
MesajKonu: Tarim Otoribashi RP puanlatma   Tarim Otoribashi RP puanlatma Icon_minitimePerş. Tem. 12, 2012 1:31 pm

Hueco Mundo'da kanı donduracak bir soğuk vardı. Yattığı yerde titreyerek uyandı Tarim. Ağır ağır göz kapaklarını açtı ve tavana 1-2 dakika boyunca düşünceli gözlerle baktı. Aklında bir şey olduğu belliydi. Dayanılamaz soğuğa rağmen doğruldu ve üzerindeki donmuş olan örtüyü fırlattı bir kenara. Ayağa kalktı ve yavaşça yürümeye başladı. Kaldığı mağaradan çıktı ve yürümeye devam etti. Yürüdü, yürüdü, yürüdü. Sanki hafızasına gideceği yeri kazımıştı. Sonunda istediği yere varmıştı. Gözlerini kapattı, o soğuk rüzgarın yüzündeki dansını hisseti, derin bir nefes aldı ardından ellerini göğüsünün önünde birleştirdi ve tüm gücüyle parmaklarını kütletti. Bu kütletme sesi Hueco Mundo boşluğunda ardı ardına yankılandı ve kesildi. Sağ işaret parmağını ileri doğru uzattı ve havaya adeta bir dokunuş yaparak Garganta'yı açtı. Kendi kendine "Başlayalım." dedi ve tüm gücüyle Garganta'ya atıldı. Kısa bir süre sonra dünyaya ulaştı.

Dünyaya ulaştığında cebinden Gigai'sini çıkardı ve kullandı. Ardından gözlerini kapattı, dünyadaki sıcacık rüzgarı hissedince şeker yiyen küçük bir çocuk gibi güldü. Havadaydı ama nefes alınca dünyadaki güzel kokuları kolaylıkla koklayabiliyordu fakat havada çok uzun kaldığını fark etti ve yere indi. Yolun yanındaki kaldırımdan ara sokaklara geçiş yaptı sinsi ve sezsiz adımlarla. Hareketleri bir şeyi aradığını belli ediyordu ama kısa bir süre sonra aradığı şeyi bulduğu o yüzündeki kocaman gülümsemeden anlaşılıyordu. Aradığı şey bir dükkandı. Hemde çok şık takım elbiseleri satan bir dükkan. Dükkanın girişinde 2 tane taş aslan, ardında çok gösterişli kahverengi bir kapı, kapının yanlarında sülemeli camlar, açık camlardan gelen mükemmel kokular vb. detaylar Tarim'i derinden etkilemişti. Tarim'in en büyük tutkusu insanlar gibi giyinip, onların arasına karışmak, onlar gibi davranmaktı. Bunları yapmak Tarim'i garip bir şekilde mutlu ediyordu. Bunu yapmanın en kolay yolu ise çalmaktı. Bunu nasıl yapacağını bilmiyordu ama yapmalıydı. Etrafı koloçan ederek ara sokaktan çıktı. Önünde upuzun 2 şerit, 2 tanede kaldırım vardı. Etrafa son bir bakış attı. Kimseyi göremedi ve koşmaya başladı. 1. şeridi geçti, 2. şeridide geçti ve sonunda dükkanın önündeki kaldırıma ulaştı ve durdu. Derin bir nefes aldı. O gösterişli kapının önüne geldi ve yavaşça kapıyı açtı.

İçeri girerken hemen etrafı iyice gözlemledi. şalterlerin yerini ezberledi ve ne yapacağına karar verdi. içerisi 3 bölümden oluşuyordu. Tarim'in olduğu bölümde şık gece takım elbiseleri, sağdaki bölümde renkli takım elbiseler ve sol taraftaki bölümde ise smokinler bulunmaktaydı. Smokin Tarim için çok gösterişliydi. Renkli takım elbiselerlede dikkat çekerdi. Onun için en iyi seçenek klasik takım elbiselerdi. Kapının önünde duran ve yuvarlak şeklindeki takım elbise askılarının arkasında gizleniyordu. Yavaşça başını kaldırdı ve etrafa baktı. ileride duran 4 tane askı daha gördü. Bunun dışında duvarın yanında bir stand vardı ve bir çalışan müşteriye kıfayet gösteriyordu. Bunu fırsat bilen Tarim bulunduğu yerden diğer yuvarlak askının arkasına geçti. Tekrar etrafı kolaçan etti ve bir hamleyle daha diğer askının arkasına geçti. Son kez etrafa baktı. Kimse yoktu. Hemen ayağa kalktı ve şaltere doğru fırladı. şaltere doğru sağ elini uzattı ama "Yardım edebilirmiyim ?" sorusu yüzünden duraksadı. Kafasını yavaşça sağ omzuna doğru çevirdi ve omzunun ütünden ona seslenen kıza baktı. kız o kadar güzeldiki Tarim donakaldı. Adeta felç geçirmişti. Ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemedi. Kısa süre kızın o soru dolu gözlerine baktıktan ama Tarim'in hemen bir yalan uydurması gerekiyordu. Aklına gelen ilk şeyi söyledi: "Merhaba. Kostüm partisinden geliyorumda. Takım elbisemi orada unutmuşum. Yenisini almam lazım. şu karşı rafdaki takımı getirebilirmisin acaba ?" dedi Tarim en şaşalı kıyafeti göstererek. "Tabii." dedi kız nazikçe. Tarim bu anı fırsat bilerek şalterlere uzandı ve kapattı. Yapması gereken tek şey eline geçen ilk takım elbiseyi alıp hemen oradan uzaklaşmaktı fakat zorda olsa yaptı. kıza uzun bir süre baktıktan sonra takım elbiseyi aldı ve dükkandan çıktı. Çıktığında tam karnında bir şey hissetti. Bu duyguyu ilk defa hissediyordu. Sanki onbinlerce kelebek karnında uçuyordu. "Demek şu insanların bahsettiği klasik "Aşık olma" duygusu buymuş." dedi kendi kendine gülümseyerek. Kendini topladıktan sonra tek bir Sonido ile Garganta'yı açtığı yere geldi. Tekrar havaya dokunuş yaparak Garganta'yı açtı ama buradan gitmek istemiyordu. Gidemiyordu. " Azda olsa Reiatsu'sunu hissedebildiğim o kız... Tsch ! Galiba aşık oluyorum" dedi o garip duygunun etkisi altında. Artık gitme vakti gelmişti. Zorda olsa Garganta'nın içine atıldı ve koşmaya başladı.

Hueco Mundo'ya geldiğinde her şey anlamını yitirmişti onun için. Sadece o kız vardı. Yavaş yavaş onu düşünerek yürüdü mağarasına doğru ve en sonunda mağarasına geldi. Artık bu histen kurtulmalıydı. " En iyisi uyumak." dedi gözlerini yavaşça kaparken. Sabah olduğunda o histen kurtulmuştu ama yerini sebepsiz bir mutluluk ve enerji almıştı. Hızlıca gözlerini açtı, bir zıpkın gibi yatağından fırladığı gibi beynine kazıdığı yere emin adımlarla yürümeye başladı. Yürüdü, yürüdü, yürüdü ve en sonunda ezberlediği yere geldi. Derin bir nefes aldı, ellerini tekrar sesli bir biçimde kütletti ve tekrar Garganta'yı açtı. Bu sefer yavaş adımlarla Garganta'ya atıldı.

Dünyaya varmıştı. Tam altında küçük bir dikdörtgen park vardı. Parkın içi hemen hemen ağaçlar ile kaplıydı. Parkın etrafı 10-15 bina ile çevriliydi. Parkta oturan kimse yoktu. Hatta bu alan terk edilmişti. " Şükürler olsun ki terk edilmiş bir yere denk geldik. " dedi Tarim. İleriye baktığında karşısında 3 Shinigami olduğunu görmüştü. Tedirgin olmuştu ama bunu belli etmiyordu. Gargata'dan ağır adımlarla çıktı. Kendine güveni tam gibi görünüyordu. Sırtını dikleştirerek asıl pozisyonunu aldı ve " Karşılama konseyi ha ! Beklenmedik bir sürpiz. Rütbeni öğrenebilirmiyim acaba sayın ortada duran Shinigami ? " dedi alaycı ses tonuyla. " Tsch ! Seninle işimiz var... Benim adım Mitsuide Takashi. 1. takım teğmeni. Seni burada görmem büyük bir şans. Çünkü buralara yakın bir yerde hollow gurubu varmış. Onlarla uğraşmaya gelmiştim ama burada daha önemli bir misafirimiz varmış. " dedi Reiatsu'su en fazla olan shinigami. Bu durum onu şaşırtmıştı. Çünkü Garganta'dan çıktığında bu 3 Shinigami Tarim'in oraya geleceğinden haberleri varmış gibi tam olmaları gereken yerde bekliyorlardı. Ama bundan daha büyük bir problem vardı. " 1. takım teğmeni ha ? Bu adamlar beni ciddiye alıyorlar." dedi Tarim kendi kendine. " Düşünceli görünüyorsun Hollow-san. Ne oldu ? Bizden korktunmu ? " dedi Mitsuide kararlı ve baskın bir tonla. Bu sırada Tarim olasılıkları hesaplıyor, savaş planını ayarlıyordu. Çünkü büyük hasarlar insanların dikkatini çekecek, hatta insanların ölümüne sebep olacaktı. Sonunda ne yapacağına karar vermişti ve kendini hazırladı. Gözlerini kapatıp, derin bir iç çekti. Ardından pozisyonunu aldı. " Oooo. Hesaplamalarını bitirdin anlaşılan. " dedi Mitsuide gülerek. Söylenenlere aldırış etmeden tüm gücüyle saldırıya geçti Tarim hızlıca. Bu ani gelişme Mitsuide'yi şaşırtmıştı ve gardını tam olarak alamamasına neden olmuştu, bu yüzden Tarim'in ani saldırısıyla sağ kolundan bir kesik almıştı. " Düşündüğümden akıllı ve hız...... ", " Ne kadar konuşkan şeysin sen öyle... " dedi alaycı bir şekilde Tarim. " Pislik ! " dedi sinirli bir şekilde Mitsuide. Ayrıca saldırısı sayesinde Shinigami'lerin arkasına geçmişti Tarim. Mitsuide'nin yanında duran 2 Shinigami saldırıya geçmişti bu sırada. Biri Shunpo kullanarak Tarim'in arkasına geçip kafasına doğru kılıcını savurdu fakat Tarim kafasını aşağıya doğru indirdi. Kolunu hızlı bir şekilde kaldırdı ve Shinigami'nin kolundan tuttu ve kafasına Zanpaktou'sunun kanıyla vurdu. Bu Shinigami'nin sersemlemesine neden olmuştu. Önden gelen Shinigami'yi de sağ elindeki kılıcıyla durdurdu. Biraz gücünü kullanarak yüklendi diğer Shinigami'nin kılıcına. Karşılık olarakta diğer Shinigami yüklendi. Fakat Tarim aniden öndeki Shinigami'nin yolundan çekildi. Shinigami beklenmedik bir anında boşta kalması ile yalpaladı ve Tarim'in kolunu tuttuğu shinigaminin üzerinde doğru düştü. " Üzgünüm... " dedi umursamazmış gibi ve kolunu tuttuğu Shinigami'ye doğru düşen Shinigami'nin kolunu bir kılıç darbesiyle kopardı. Kolunu tuttuğu Shinigami'nin de ayağına Bala attı. Ama havadan gelen Mitsuide'yi geç fark ettiği için sırtına bir kesik aldı. " Arkadaşlarının durumuna üzülmüyor gibisin. " dedi Tarim. " Arkadaş ? Onlar benim tırnağım bile olamazlar. " dedi yüksek ve hırslı bir biçimde Mitsuide. " Anlaşılan tek isteği beni öldürmek. " dedi Tarim kendi kendine. Tekrar saldırdılar tüm güçleriyle birbirlerine. Bu saldırı o kadar güçlüydüki Kklıçları çarpıştığında bir reiatsu dalgası oluştu. Fakat Tarim'in gözden kaçırdığı bir şey vardı; Etraf. Tarim meraklı gözlerle etrafa baktı ve etrafın harabeye döndüğünü gördü. Ağaçların çoğu kırılmış, binalar çökmüş ve park yerle bir olmuştu. " Etrafa zararımız çok büyük. Artık bu işin bitmesi gerekiyor. Yoksa şehir merkezine dahada yaklaşacağız. " dedi kendi kendine. " Etrafımızda olan bitenin farkına varmışsın anlaşılan. Bu kadar güç kullanmamın nedeni seni tek başıma yenemeyecek olmam. Fazla güç kullanıp Soul Society'nin dikkatini buraya çektim. Kısa bir süre içinde destek ekip gelir ve senin işini bitiririz. " dedi Mitsuide kontrolden çıkmış bir şekilde. Aklında sadece Tarim'i liğme liğme etmek, tüm kemiklerini tek tek kırmak vardı. Artık bu işi bitirmenin zamanı gelmişti. Tarim tüm gücüyle Mitsuide'yi kılıcı ile ileri doğru itti ve arka arkaya darbeler indirdi. Hızını o kadar arttırdıki artık Mitsuide Tarim'in hareketlerini takip edemiyordu. Tarim önden saldırmaya devam ettikçe Mitsuide geri çekiliyordu. Geri çekildikçe binalara daha çok yaklaşıyordu. En sonunda binanın hemen önüne gelmişlerdi. Tarim kılıcını tüm gücüyle savurdu ve Mitsuide'yi adeta bir tokat gibi binanın duvarına yapıştırdı. Bu olur olmaz binanın arkasına geçip en güçlü Cero'sunu kullandı. Bu Cero o kadar güçlüydüki binanın tamamiyle yok olmasına neden oldu. Binadan geriye sadece bir kaç moloz parçası kalmıştı. Mitsuide'nin işini bitirdiğini düşünerek oradan uzaklaşacaktı ki aniden yere düştü Tarim. Çünkü vücüdunun üst kısmını sarı, parlayan zincirler kaplamıştı. Bu 63. Hadou'ydu. Arkasına büyük bir şaşkınlıkla baktı ve Mitsuide'yi gördü. " Nasıl !? " diye bağırdı Tarim meraklı ve şaşkın bir şekilde. Dikkatli baktığında Mitsuide'nin sağ bacağının sağ yarısının olmadığını, sağ kolununda tamamının olmadığını gördü. Mitsuide Tarim'in yanında doğru yalpalayarak ve acı çekerek ilerliyordu. " Beni, " hızlıca nefes alıp veriyordu " böyle- bir- teknik- ile- yene- bileceğinimi- sanıyordun- ha !? " dedi bağırarak. Tarim'e yaklaştıkça çektiği acı artıyor, git gide dayanılamaz hale geliyordu. Tarim'in bir şey yapması gerekliydi. Avuç içlerini zincirlere doğru çevirdi ve Cero'sunu kullandı. Zincirler kırılmıştı. Bunu gören Mitsuide yaptıklarının yetersiz kaldığını anlamıştı. Tarim'e doğru yalpalayarak birkaç adım attıktan sonra yere yığıldı. Yere düşüşü darma duman olmuş binaların arasında şiddetle yankılandı. Zar zor nefes alıyordu. Zaten Tarim'de bitkin düşmüştü. " Ne savaştı ama ! " dedi mutlu bir şekilde Tarim. Yavaş yavaş Mitsuide'nin neredeyse cansız bedeninin yanına, işini bitirmek için yürüdü. Tam kafasının yanındaydı Tarim. Zampaktou'sunu havaya kaldırdı, tam son vuruşu yapacaktı ki " Yeteeer ! " diye bir haykırışla inledi. Sesin geldiği yöne doğru kafasını çevirdi. Bu o dükkanda gördüğü kızdı. " Yalvarırım. Lütfen yapma ! " diye bağırdı Tarim'e. " Artık gitme vakti geldi demek ki " dedi kendi kendine Tarim. Yönünü kıza çevirdi, kıza doğru yalpalayarak ve ağır adımlarla yürüdü. Kızın önüne geldiğinde taakatsiz vücudunu daha fazla taşıyamayacak hale geldi ve kızın kucağına doğru yığıldı. " Her şey için teşekkür ederim. " sözleri dudaklarının arasından yavaşça süzüldü...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyvah Admin
Genel Yönetici
Genel Yönetici
Eyvah Admin


Kadın
Mesaj Sayısı : 1672
Yaş : 30
Nereden : Nereye...
Lakap : Admin
Ruh Hali : Tarim Otoribashi RP puanlatma Images12
Kayıt tarihi : 23/01/09

Karakter
Zanpakutou: Yönetim Paneli asddasdasd
Puan:
Tarim Otoribashi RP puanlatma Left_bar_bleue9999999/9999999Tarim Otoribashi RP puanlatma Empty_bar_bleue  (9999999/9999999)

Tarim Otoribashi RP puanlatma Empty
MesajKonu: Geri: Tarim Otoribashi RP puanlatma   Tarim Otoribashi RP puanlatma Icon_minitimeC.tesi Tem. 14, 2012 3:00 am

Değerlendirme
-Renklendirme ve düzen 9/10
Düzen iyiydi, renklendirme de renkler biraz daha uyumlu kullanılabilirdi. Bunun dışında gayet iyi.

-Betimleme 11/20
Evet, ama yetmez maalesef. İç, duygu betimlemelerin özellikle de çok az idi. Görüntü de ayni şekilde öyleydi. Kız hakkında senin gözünden güzel bir betimleme duymak isterdim. Olay betimlemesi iyi idi ancak özellikle dövüşün başında biraz yetersizdi.

-Akıcılık 15/20
Sayı çok vardı. Keşke yazı diline göre yazsaydın numara kullanmak yerine.
Yaptığı her hareketi belirtmen gerekmiyor, okuyan insan araları tamamlayabilir. Yürüdü, durdu üç kere nefes aldı. Çokça kullanmamak gerek.
Arka arkaya gelen bazı cümlelerin tekrar gibi olurken, bazıları çok alakasızdı. Bunun dışında, bağlamalar ve imla daha iyi olabilirdi.
Bir de şu dövüş kısmı Sürekli Shinigami demişsin, hangisi olduğunu anlamak zordu. Hâlbuki lakap, isim ya da görüntü özelliği ile belirtseydin daha rahat anlaşılırdı. (örneğin kısa boylu olanı tutuyordu, mor kafalıya vurdu vb.)
Bir de çok isim gördüm. Arka arkaya gelen cümlelerde anlaşılabilir aynı insan olduğu. Tarim, Tarim deyip durmana gerek yok.
Tüm bu yukardakilere rağmen iyi bir puan alman gerçekten akici olmasindan dolayidir. O kadar uzun olmasına rağmen, (savaş bölümünün başı dışında) rahat okunabiliyordu.

-İmla 8/20
Spoiler:



-Kurgu 17/20
Leyn, kimse benim fuku’mu dövemez. Razz Gel de göstereyim sana.
Kurgu fena değildi, keşke kız hakkında daha çok şey olsaydı. Olayı ve kurgulamanı beğendim açıkçası. Herkes biliyor ki bleach ile olan kurguları severim. Very Happy
Kurgu anlatimin daha iyi olsaydı, çok daha iyi bir not verebilirdim. Bir de biraz fazla savaş gibi geldi bana. Başı çok hoştu halbuki, o şekilde devam etseydi ya da savaş daha kısa tutulup diğer unsurlar arttirilsaydi falan.

-Uzunluk. 10/10
Uzatın desem normalde bir rpde uzatmazsınız. Bir sayfa belki de bir buçuk idealdi. Eskiden uzunluktan puan düşerdim, son okuduğum tüm rpler epey uzundu.


Puan:70
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bleachrpg.yetkin-forum.com
 
Tarim Otoribashi RP puanlatma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ryuumaru Jaga Rp Puanlatma...
» Shinsei J.Jack rp puanlatma..
» Leo Rp puanlatma
» Lukufukazi Chikuzikurin RP PUANLATMA
» Victor Crane Rp Puanlatma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bleach RPG :: RPG Başlangıç :: Rp Puanlatma-
Buraya geçin: