Savaş (4).....

Mitsuide Takashi kovaladığı adjuchas tarafından yaralanır ve 4.takım binasına kaldırılır...

sira bu:
Akaoni
Kitsune Shuurei
Shizu Ishi
Hitsuomi Toumaki
Knox Bul-Kathos
kiyoshi mamoru
Mitsuide Takashi elendi
+su anda burdasiniz+
Hitsuki Lee

Ben pazartesi yazacağım. İsteyen sıramı alabilir.

lan yarın pazartesi zaten daha doğrusu artık saate baktığımızda bu gün pazartesi akşama kadar yazarsın işte bekleriz

Evet...Artık savaş başlamıştı. Şu ana kadar savaşa pek bir yararımın olduğu söylenemezdi.Yapabileceğim bir şeyler olmalıydı. Zanpaktoumu çekip beklemeye başlamıştım. Etrafıma gözümü gezdirdim. Açıkcası saldıracağım hollowu ararken , benim gözetlemediğim bana saldıracak bir hollow çıkacak diye korkmuyor değildim. Hekes kendine kesecek bir hollow bulmuştu bile. Artık dayanamıyordum. Zanpaktoumda hollowun kanı yayılıp elime damlayana kadar rahat edemeyecektim ! Böylece dalmı düşünürken bana doğru gelmekte olan bir hollowu farkettim. Bu hem eğlenmek için , hem de kendimi kanıtlamak için harika bir şanstı doğrusu ! Yavaşca gülüp bağırdım : Şansın yok ! Biraz sonra kesilmiş olacaksın ! Zanpaktoumu sıkıca tuttum ve bana gelmekte olan , benim boyumdan biraz daha büyük olan hollowa doğru koşmaya başladım. Hollowu keseceğime emindim !

OUT: Akaoni yazmadan ben bir belirteyimde durumumu. Yarın yani 29 mayıs çarşamba günü bitiyo sınavlarım. Sonra sizinleyim ama sıramı bırakıyorum şimdilik.

İN:
Urahara Kisuke, Kitsune'yi Karakura Town'a çağırdı. Kitsune zor durumda olan shinigamileri burada bırakıp Karakura Town'a gitti. Urahara'nın amacı Kitsune'ye bişeyler öğretmek ve savaş daha da alevlenmeden ona birşeyler öğretmekti...

OUT: Lan savaştan elemeyim beni sadece sıramı geçirdim bir daha bana gelene kadar. Bu arada Akaoni yazmamış dünden beri gerçi süre iki gün ama neyse uzatmıyım herkesten özür dilerim sıranın arasına karıştığım için bir daha sıra bana gelene kadar sıramı bırakıyorum...

**--__--**--__**--GM--**--__--**--__--**
Tamam bu sefer de GM geç yazdi
Şimdi Akaoni ve gotei 9 binasi. Hemen hemen son kalmış olan, düşmemiş Gotei binalarindan *-* -Onu da devirelim muahaha… Ehem. 15 Hollowcuktu değil mi baştaki sayi? Peki… Mayinlara sadece bir tanesi takiliyor. Öncelikle, hollowlar o kadar salak değil. Mayinlari fark ediyorlar. Sonrada manciniklari. Manciniklarla bayağı bir zarar vermiş olsanizda çoğunluk orada diyebilirim. Bir iki tanesi çok yaklaşırken iki tanesininde geri kaçtiğini görüyorsunuz. Kısa süre içinde sadece dört tanesi binanın duvarina kadar geliyor.
İkinci sırada Kitsune. Senin rp siran atlandiği için ayni şeyi gönderiyorum. Seireitei kapilarindan girememişsin henüz. Bu nedenle önce kapıda duran iki iri hollowla kapışman gerek. Tamamen hayal gücüne bıraktım.
Üçüncü Shizu. Seni yazip yazmama konusunda çok kararsiz kaldım xD Rpni okudum ve sana Hollow göndermeyi çok düşünmüyorum açıkçası. Elbette her yerde hollowlar var ama seni görseler bile öteki yöne bakip geçiyorlar yanından yürüyerek. Yani seni biraz başı boş bıraktım, istediğini yapabilmen için. Çünkü rpde sanki aragiğin bir şeye gidiyormuşsu hissi vardı. Tercihine bıraktım bira. İstersen etraftaki hollowlara istersen shinigamilere saldirabilirsin istersen saldirma.
Hitsuomi tamam o zaman xD Gerizekali kaslı oln ilk saldiriyi yapıyor ve direk sana saldiriyor. Bu arada Shizu ile kolay gelsin… Bu arada Meikiyi savaşın sonuna doğru bulursunuz umarım. Hollowlar hakkında çok bir şey anlatmadim doğru. İşte ilk saldiriyi ve savunmayi anlat. Bir de Şu uzun olanin özel bir gücü var. Dikkatli olun.
Knox… eheheeheh Konux'un adini yanlış yazan tek kişisin xD çok güldüm. Ehem…Bu arada korkma. Savaştaki tek Hollow olarak savaş boyunca –sadece bu savaş için geçerli olan- ekstra +10 puanin var. –Önceden sözüm vardı bilmem hatirlarmisin… Neyse tutmuş oldum. Sen savaşa gir ve hemen bizimkilerden birini gözüne kestir. Sana npc vermek saçmalik olur. –Bu arada Sanırım rakibin Kiyoshi olacak kolay gelsin.
Kiyoshi üsttekini okudun mu bilmiyorum, ama Knoxun ektra puani var. Yani güçlü. Ama bu seni yildirmasin xD Zanpaktoulari çekelim bakalim.
Mitsuide çıkmak istedin. Ama geri dönmek istersen yarali olarak savaşmaya devam edebilirsin. Seireitei kötü durumda!!!
Hitsuki hollowu kesemedin. Öyle gmden habersiz betimlemesiz Hollow kapişmasi olmasin. Tutmadi işte. Hollow düşündüğünden güçlü ve hızlı çıktı. Arkana geçti ve sana saldırmak için hızlıca atladi. Lütfen hollowu kendi istediğine göre betimlemeyi ihmal etme.
Phew... Bu gmlik te böyle bitti. Herkese kolay gelsin -.-

OUT: Selam öncelikle bazı nedenlerden dolayı adminden izin alaraktan rp sıramı akaoniden bir öne aldım. Akaoni özür dilerim senden önce yazdım ama işim var perşembe günü sen benden sonra yazarsın umarım darılmassın teşekürler...

İN:
Kitsune Soul Society'ye geri dönüş yaptı. Ancak henüz Seireitei girişindeydi. İçeriye girememişti. Reiatsusunu gizliyor ve kapıdaki o dev gibi hollowlara kendini belli ettirmemeye çalışıyordu. Ancak vücudundan sızan fazla reiatsuları tutmakta güçlük çekiyordu. Bu sırada hollowlar onu farketmişti. Sağ tarafta duran hollowun onu farketmesiyle birden irkildi. Ancak hareket etmemişti. Hollowun ona saldırmasını bekliyordu sanki. Kitsune'yi farkeden hollowun görünüşü aynen bir ejderhaya benziyordu. Yılan gibi bir görünümü vardı ancak yılandan çok daha uzundu ve sırtında at gibi yeleleri vardı. Kanatları ise Kitsune'nin boyu kadardı. Gözleri ise kıpkırmızıydı. Adeta içindeki şeytani gücü simgeliyordu. Hollowun cero atmasıyla Kitsune sağ tarafa doğru birazcık kaydı. Ancak o da neydi. Hollowun cerosu sıradan bir hollow gibi değil aynen bir ejderhanın ateş püsklürtmesi gibiydi. Etrafa saçılıyordu. Bu hollow Kitsune'yi biraz zorlayacaktı. Hollowun dağınık bir cero göndermesiyle Kitsune refleks olarak bir Shunpo kullanmış ve sağ tarafa gitmişti ancak cero dağıldığı için Kitsune'nin sol omzuna değmiş ve kimonosu ile birlikte sol omuzu yanmıştı. Ufak bir yaraydı. Hollowun onla konuşmasıyla Kitsune ona karşılık verdi. ''Belimdeki kılıcı görüyor musun? Sana bu kılıçla hem verdiğim kesikte yaran daha da büyüyecek ve sonunda kendini kontol edemeyeceksin. Şu anda sol omzunun sadece bir kısmını kontrol ediyorum yani onu oynatamıyacaksın'' ''Na.. Nasıl? Onun saldırısı bu mu yani?'' Kitsune korkuyordu ancak belli etmemeye çalışıyordu. ''Hey sersem! Rakibine saldırını bu kadar kolayca söylersen yenilirsin biliyorsun değil mi? Şimdi yenilmeye hazır ol! Geliyorum!'' Kitsune Bir shunpo ile hollowun arkasında belirdi ancak kılıcını sallayacakken hollow sol omzuna bir darbe vurmuştu bile. ''Bu ilk darbem Shinigami! Bir, iki darbe sonnra sol omzun tamamen benim.'' ''Lanet olsun! Çok hızlı!'' Kitsune geri çekilmişti ancak diğer hollowda boş durmuyordu. Arkadan bir Bala ile karşılık verdi. Ancak bir Shunpo ile Kitsune ondan rahatça kurtuldu. Kılıcını sırtından çıkarıp eline aldı ve iki eliyle skıca kavradı. ''Başlıyorum!'' Ejderha görünümlü hollow'a doğru dönerek haykırdı. ''Devil Cut Blade!'' Haykırması ve kılıcın yarım ay şeklinde sallamasıyla kılıcın keskin tarafından saldırısı çıkmıştı bile çok güçlü bir saldırı değildi ancak bu onu bir iki saniye kadar sersemletebilirdi...

Akaoni bugünde rp yapmazsa sira 3. kişiye geçebilir.

Out : Yok sağol ben almayayım :W

Shizu bugün rp yapabilirsin...

Ben anlamadım mayın tuzaklarını buluyorlar çünkü salak değiller mi? Mancınık zaten görünüyor da vurdu mu vuruyor. Mayın ise öyle basit bir şey değil yahu yolun kenarına koymadık onları

Peki, biz binada bekliyoruz gelene sıkıyoruz kidoyu, sıkıyoruz mancınıkları... On beş tane falan mühim değil, esas orduları geldiğinde kidou cannon sıkıp hepsini patlatcaz, onu bekliyoz.

Şimdi diceksiniz ki rp değil bu evet değil de planı da rp ile anlatmak istemiyorum, gerçekten. Eğer grup yöneteceksek o rp olmuyor, grup stratejisi oluyor.

Ben bir ara bi battle report yazıp ayrıntılı şekilde cepheyi anlatırım; savaş boyunca cepheyi tutacağız.

out: küçük bir rahatsızlık geçiriyorum. o yüzden bilgisayar başında çok duramıyorum. bu gece rp'yi göndereceğim.

out: geçmiş olsun Q_Q

Karışık beyaz saçlı adam kim? :S Hitsu'ya mı saldırdın? Neyse Meiki konusuna geleyim bence seni Las Noches'e kaçırsınlar bir grupta oraya gelsin seni kurtarmak için yada ben yanlız geleyim

out: benim aklimda var bişiyler xD bu savaşta taraflar epey değişecek gibim. Kimin sirasiysa yazsin artkta ilerlesin savaş

Aynen gençler sıkıldım beklemekten admin fikirlerini bekliyorum gözüm üstünde

out ana sira hitsu da.... hmmm bariş ne zaman döncek ._.

out: ve beklenen an geldi sevgili hitsunuz/barışınız geri döndü yaroın hemen yapıyorum rp yi

İri yarı olan adam büyük bir hızla bana yaklaşıyordu, belli onun için nasıl saldırdığı önemli değildi. Gücü ile her şeyi halledebileceğini düşünen bir mankafaya benziyordu ve aynen öyle davranıyordu. Saldırısını sadece gücümü kullanarak durduramazdım, beni rahatlıkla ikiye ayırabilirdi. Bu yüzden sadece aklımı kullanmam bu seferlik bana yetecekti. Adjuchas’ın hareketlerini iyice izledim. Bütün düşüncesini kuvvetli bir saldırıya yoğunlaştırmış, kuvvetli bir saldırı saldırısının hızını azaltacaktı, zaten çevik birine de benzemiyordu o yüzden ona karşı hızımı kullanmam yeterli olurdu. Karşıma gelip tam zanpaktousunu indireceği zaman shunpoumu kullandım ama tam bu sırada Shizu’nun çığlığını duydum. Gözüm hemen diğer sıska uzun adjuchasa kaydı. Belki o Shizu’ya saldırmıştı, ama o değildi. O hala yerinde durup olanları izliyordu. Kafamı Shizu’ya çevirdiğimde ise onun yere çömelmiş bağırdığını gördüm. Bir şeyler oluyordu ama ne olduğunu daha çözememiştim. Bu arada ben bunları düşünürken ve yaparken aklım dağılmış bu yüzden de hızım yavaşlamıştı. İri adjuchas’ın zanpaktousu bir adım daha önde olsam beni kesmişti. Kolumda sadece kağıt kesiği gibi bir sıyrık açmıştı. Kan oradan yavaşça sanki bir gözyaşı gibi süzülüyordu. İri adjuchasa baktığımda sinirlendiğini görmüştüm, sanki o saldırısıyla beni kesin öldüreceğini biliyordu ve bu olmadığı için hüsrana uğramıştı. Tam bu sırada arkamdan bir ses geldi “Bakudō No. 61 Rikujokoro!” kafamı çevirdiğimde bu bakudonun doğruca bana geldiğini gördüm yapacak bir şeyim yoktu, kaçamazdım, o kadar vaktim yoktu, aklıma da bir türlü bir şey gelmiyordu, çünkü kidouyu atan kişiyi görünce şok olmuştum. Shizu, beklide bu dünyada tek dostum diyebileceğim kişi bana saldırıyordu. Kafam çok karışmıştı, yerimden hareket edemiyordum. Konuşmak istiyordum olmuyordu, hareket etmek istiyordum olmuyordu. Kaderimle yüzleşmenin zamanı gelmişti beklide… en iyi arkadaşım,dostum, ruh eşim tarafından öldürülmek. Biliyorum attığı kidou sadece beni sabitleyecekti ama iri adjuchasın böyle bir şansı es geçmeyeceğini biliyordum. Gözlerimi Shizu’dan alamıyordum ona gözlerimde bunu neden yaptın dermişçesine bakışlar atıyordum. Neden böyle bir şey yapmış olabilirdi neden bize ihanet etmiş olabilirdi, neden BANA ihanet etmiş olabilirdi? Yanağımdan aşağıya doğru yavaşça inen bir ıslaklık hissettim, galiba ağlıyordum. Ben arkadaşlarım tarafından hep güler yüzlü olarak bilinen, adamlarım tarafından hep otoriter, güçlü biri olarak bilenen ben ağlıyordum. Acizliğime, yaşadığım acıya beklide hüzüne ağlıyordum ya da en önemlisi sevdiğim kişiyi kaybettiğime ağlıyordum. Yavaşça kafamı kaldırıp adamlarıma baktım, şaşırmış bir şekilde bana bakıyorlardı. Birden ikisi de kendine gelip bana yardım etmek için harekete geçtiler ne yapacaklarını bilemiyordum, içimden bir ses artık her şey için çok geç olduğunu söylüyordu. Yüzüme acı dolu bir gülümseme kondurdum, anca o zaman konuşma yetecek kadar gücüm olduğunu hissettim gözlerim Shizu’ya kilitlenmişti ve ona son sözlerimi söyledim “İyi geceler aşkım…” neden bunları söylemiştim bilmiyorum, o an ağzından sadece bunlar çıkabilmişti. Anlamlarla dolu bu küçük cümle… Kidosunun bana çarpmasına saniyeler belki daha az kalmıştı. Gözerlimi kapamam gerektiğini hissediyordum, ama kapatmak istemiyordum son anlarımla onun güzel yüzünü rüzgârla dalgalanan yeşil saçlarını izlemek istiyordum sadece. Bu sırada birden karşımda benim boylarıma bir siluet belirdi, kidou bana değil ona çarpmıştı. Yüzü bana dönüktü, yüzünü incelemeye başlayınca bunun Asakura olduğunu fark ettim. Gözlerimiz karşılaştığında tek yaptığı sırıtarak “Üzgünüm teğmenim ama sizi benden daha fazla ihtiyaçları var.” Demek oldu. Bu sırada Hirako da arkama geçmiş iki Adjuchasa tek başına karşı koymak için hazırlanıyordu. Artık duruma el atmanın vakti gelmişti, Elimin tersiyle yüzümdeki yaşları sildim ve suratıma devasa bir gülücük kondurdum “ Bu kadar evcilik oynamak yeter, asıl oyuna dönmenin zamanı geldi.” Dedim bağırarak ve zanpaktoumun bir darbesiyle Shizu’nun attığı kidoyu parçaladım. Kidousu beni şaşırtmıştı normalden daha güçsüz bir kidouydu sanki. Shunpoumu kullanarak harekete geçtim ve Shizu’nun arkasında belirdim. “Üzgünüm canım ama bunu senin iyiliğin için yapmalıyım.” Dedim fısıldayarak ve “Bakudō No.63 Sajo Sabaku!” dedim bu kidou onu savaş boyunca tutardı. Sonra havaya zıpladım ve birkaç metre yükseldikten sonra İri yarı olan Adjuchas’a da “Hadou No.88 Hiryugekizokushintenraiho” gönderdim. Uzun olana dokunmayı düşünmüyordum o da saldırıya geçende dek. Kidoum giderken bende zanpaktoumu kaldırıp kidoumun peşinden gittim böylece kidoum hedefe ulaşıp patladıktan sonra bende hemen arkasından vücudunda devasa hatta beklide ölümcül bir yara açabilecektim…

Knox'un sırası geçmiştir sıradaki rp yapabilir...

Ağaçların arasından savaşın ortasına atladı. Onun için yapılacak bir şey yoktu pek. Gene o sesin geldiği yöne doğru bakıp o kalın, erkeksi fakat etkileyici sesin sahibini görmeye zorladı kendisini. Ancak o kişi her kimse artık görüş alanından iyice çıkmıştı. Derin bir of çekerek etrafa bakmayı sürdürdü. Oysa o adjulas olduğunu tahmin ettiği kişi onun yanına gelseydi ne kadar da iyi olacaktı. Belki onunla savaşıp eğlenebilirdi belki de kurtarırdı onu bu sonsuz yalnızlığından. Ama nafile. O adjulastan tek bir ses bile çıkmıyordu. Belkide orada durup saldırmak için en uygun zamanı bekliyordu kim bilir. Etrafa baktığında yeşil saçlı kızın tanıdık ve çok iyi bildiği teğmen Hitsuomi'ye saldırdığını gördü. Bir an için olduğu yerde kala kaldı. Ne yapmalıydı ki. Teğmeni korumak için araya geçip kidoyu engellemeli miydi? Shizu'ya saldırmalı mıydı? Ancak Shizu'ya saldırırsa teğmenin bir an bile tereddüt etmeden onun kafasını vücudundan ayıracağından emindi. Teğmenin o kıza karlı anlışılmadık bir sevgisi vardı ki bu biraz garipti ona göre. Durup dururken teğmen Hitsuomi bu kızla neden bu kadar bir yakınlık kurmuştu ki. Kidou ona çarpmadan önce teğmenin ince bir sesle
“İyi geceler aşkım…” dediğini duyar gibi oldu. Gerçi duyduğundan pek de emin değildi ama...
'Beni ilgilendirmez ne yaparsa yapsın'
dedi ardından umursamaz bir tavırla kafasını başka yöne doğru çevirdi. Nasıl olsa Hitsuomi bir şekilde başının çaresine bakardı. Kılıcını çekip gelen hollowlara saldırı yapmaya koyuldu. Ancak aklı hala o gizemli sesteydi. Öyle bir sesin sahibi nasıl bir adjulas olabildi ki. Ah keşke gelseydi düşüncesinden ayıramadı kendini. Onun yüzünü görmeyi ve onla savaşmayı o kadar istiyordu ki. Ah etkileyici sesi olan gizemli adjulas neredesin?

rp out: acaba hitsuki yi de mi geçsek adam zaten kaç haftadır yok ortalıkta?

ouT: yarina kadar yazmazsa geçicez. Bundan sonra böyle Rpleri takip edin siraniz geldimi yazin.