Savaş (4).....

Adminciğim online olma süresine bak en son ne zaman online olmuş uzun zaman online olmayanları yani 1 hafta gibi sırası geçsin

Sıra bendeymiş galiba. Savaş raporu yazmaya devam edeyim ben o zaman:
Efendim biz kapıya bir şeyleri gizli kapaklı yerlerden sıkıp sıkıp duruyoruz. Madem bu hollowlar salak değil, mayınlara takılmıyorlar biz de kumandaları ile patlatıyoruz mayınları kısım kısım, nerde üç beş tane hollow var, patlat mayını kafasındayız yani. İçeri gelenlere Merdivenlerde ve bina önüde kidou ile hoş geldin diyor, allah ne verdiyse sıkıyoruz. Kendi adıma ise ara ara çok yaklaşan hollow abi ve ablaların bacaklarına sıkıyorum "Evoke Crimson Heaven" diyerek. Renk veremiyorum yazıya kullandığım alet azıcık absürd bi uyumluluk olayına sahip görüntülemede.
Gelene sıkıyoruz gidene sıkıyoruz ve binada sürekli hareket edip saklanıyoruz ki bizi göremesinler yani.

out: gm'i bekleseydin bi turu geçseydik ya kuzum

OOOOOOOOFFFFFFFFFFFFFFFF ece oooooooooooofffffffffffffffffff ulan 4 gündün ortalarda yokum hala yazmadın mı ye tembellikten ölcen yakında...

gm bana msnde dedi sıra sende diye ondan yazdım.

**--__--**--__**--GM--**--__--**--__--**
Geç kaliş için özür dilerim. Yeni alinan karara göre artik kimseyi beklemiyorum. Yazana gmlik yapiyorum sonraki tura geçiyor. Yazmayansa ona göre zaman durmuş oluyor. Hepsi bu..
-Akaoni sana yazmiyorum. Rapor yazmişsin zaten? neyse hollowlar ölüyor. Ama arkadan daha büyük bir grup isze doğru yaklaşiyorlar. O kadar oraya buraya sikmaniz dikkatlerini çekiyor anlayacağin.-
Kitsune. Ben bile skldm senin kapida kalmandan. Saldiri önce tutuyor. Hollow sersemliyor. Sonra bir anda kaçmaya başliyor. Şimdi sana kurgu yapalim. Sana başta Mitsuideye verdiğim kurguyu yapiyorum *-* süper olacak. Sana savaş hakkında çok önemli bir ipucu gönderiyorum. Öncelikle bir adjucas yıkık binaların arasından ‘gizli reitsuyla’ fırlıyor. Ve nasıl oluyorsa-hollowun hatası her halde- sen onu bir anlık fark ediyorsun. Neyse –betimlemeyi sen yap- Bu hollowun elinde birkaç sayfa ve bir kutu görüyorsun. Hollow önce dövüşecekmiş gibi sana bakıyor sonra bir anda kaçmaya başlıyor. Hollowu yenebilirsen neyi kaçırmaya çalıştıklarını öğrenebilir savaşın gidişatını değiştirebilirsin.
ikinci sira Shizu. Seni biraz kendi haline biraktim. Siz devam edin Hitsuomiyle. >:-D
Hitsuomi. Kidou parçalamişsin. Gm siz devamla o zaman. Neyse. Bir de gönderdiğin kidounun güçlülerden biri olduğunu biliyorsun değil mi? Kidoun ulaşti diyelim. Ama uzun olanin özel yeteneği olduğunu tamamen unutmuş gibisin. Biraz yaratici ol ve seni engelleyen -yani saldirinin iri ye ulaşmamasina neden olan- o özel yeteneği sen yaz.
Knoxun sirasi geçildi.
Kiyoshi ben ne yazayim şimdi. Hiç hareket yapmamişsiniz. Saldirin birbirnize artikin.
Sanirim bu kadar. Geri kalan herkesin sirasi geçilmiş durumda. kolay gelsin. Yarin girince yazmiş olanlara gmlik yapicam. Böylece biraz daha hizli akabilir diye umuyorum...

Artik siraya falan bakmiyorum -.- giren varsa rp yapsin yoksa yakinda savaşi durduracağim.

Yaptığım kidoununiri yarı olana çarpmasına ramak kalmıştı ama tam çarpacakken birden yok oldu. Ne olduğunu anlamamıştım bu imkansızdı. Kidoum durup dururken birden yok olamazdı. İri yarı olan bunu yapmış olamazdı çünkü o da başta şaşırmış sonra kahkahalar atmaya başlamıştı. Bunu uzun olan yapmış olmalıydı. Başından beri zaten onda ayrı bir şey olduğunu hissetmiştim. Peki tam olarak gücü ne onun? Aklımda bir fikir var ama bunu anlamanın tek bir yolu var. Shunpoumu kullanarak uzunun arkasında belirdim ve “Hadou No.33 Sokatsui!” diye haykırdım. Bu kidoumda ona ulaşmasına ramak kala yok olmuştu. Evet galiba düşündüğümde haklıyım! Bu Adjuchas’ın ruhsal enerji ile oluşan saldırıları indirgeme özelliği var. O zaman ona karşı zanjutsu kullanmak gerekiyordu ve ilk uzunu halletmeliydim ki iri yarı olanı kidoularımla rahatça halledebileyim. O kidoularımdan kaçamayacak kadar hantal ama bu uzun olduğu sürece elim kolum bağlı durmaktayım. Tam bu sırada arkada Shizu’yu bıraktığım yerde Shizu’nun yanına biri geldiğini gördüm. Yüzünü tam göremiyordum ama üzerinde shinagami kıyafetleri vardı. Bu sırada nedenini bilmediğim bir nedenden dolayı bana dönüp sırıttı. Yüzünü görünce kim olduğunu anlamıştım bu Shizu’nun takımındaki asistanlardan biriydi. İkisi de ayaklanıp savaş alanından uzaklaşmaya başladılar. O asistanın onu götürdüğüne ne kadar sevinmiştim anlatamam. O aklı karışmış haliyle onu burada nasıl sakin tutacağımı hala çözememiştim çünkü. artık Shizu’yu da garantiye aldığımıza göre savaş başlayabilirdi. “Asakura Hirako, bu gün şanslısınız iri yarı olan sizin onu oyalayın yeter.” Diye yandaşlarıma seslendim. Hemen zanpaktoularını çıkartıp onu oyalayacak saldırılar yapmaya başladılar tabi arada açıklarını gördükleri zaman ağır bir yere açmaya da çalışıyorlardı. Yavaşça yüzümü uzuna çevirdim. “Anlaşılan sen ve ben kaldık!” dedim suratıma çarpık gülümsememi yerleştirdim ve zanpaktoumu çıkartıp büyük bir hızla saldırıya geçtim. Saldırımın ona çarpmasına 50 cm kala shunpoumla arkasında belirdim ve darbemi arkasından derin bir yara açacak şekilde indirdim.

En kalabalık yere (Hollow ordusunun göbeğine) öküz kadar alana etkili olan zebellah gibi kidoucannonu sıkıp (patlıyor sonra) ana güçlerini dağıtıp o boşluğa yardırıyoruz. Sonra da kanada doğru sıkıştırıp bir tarafı yok edeceğiz, kalan zibidiler ordaki holllowları keserkene. Öpücüks.

out:bn geldim de bgn yazamıyacağım büyük ihtimal şimdilik sıramı geçin olmadı yadabeklerseniz sevinirim

edit

''Savaş tüm şiddetiyle devam ediyordu. Yükselen ve tamamen yok olan reiatsuları hissedebiliyordum. Sanki tüm Soul Society'nin başına bir doğal afet gelmişti. Huh! Öyle olmasını tercih ederdim. Ama değil. Durum ciddi! Kapıdan içeri girdim. O anda kendimi savaşın ortasında bulmuştum işte. Birebir olan duelloları buradan görebiliyordum. Tam kendimi kaptırmışken yanımda bir cero patlayı verdi. Cero'nun etkisi ile bir kaç metre geriye gitmiş ve kendimi yıkık binaların arasında bulmuştum. Ne döküntü ama! Yerdeydim. Yıkık binanın sağlam kalmış tek bir yeri vardı. Garipti! İçerisi karanlık hiçbir şey görünmüyordu. Sağıma soluma bakıyordum. İşte o anda onu farkettim. Karanlığın içinden fırlayan hollow bana sağlam bir yumruk indirme girişiminde bulunmuştu. Ama ben son anda kaçmıştım. Karşı karşıyaydık. Cero atmaya hazırlanıyordu. Ama o da ne bir anda kaçmaya başladı. Lanet olası pislik!'' Kitsune koşuyordu. Ancak hollow ondan daha hızlıydı. Pire gibi ordan oraya zıplıyordu. Elinde bir takım belgeler vardı. ''Hey sen! Orada dur!'' Hollow kaçıyordu. Bir ara sokaktan saptı. Ancak çıkmaz sokaktı. Kitsune peşindeydi. ''Çıkmaz sokağa geldin yaramaz! Eğer elindekileri verirsen hayatını bağışlayabilirim.'' Hollow kabul etmedi. ''O zaman güle güle şapşal!'' Kitsune zanpaktousunu kınından çıkardı ve hollowa yöneltti. ''Devil Cut Blade!''...

OUT: biraz kısa ama idare edin bi daha ki uzun olur...